Adanalı Kolcuoğlu Ailesi’nin Antalya’daki şubesini ziyaret ettim. Bakın, kebaptan tatlıya mekanı nasıl buldum...
Antalya’da gerçekten güzel yemek yemek mümkün. Bence Yedimehmet Lokantası sadece Antalya’nın değil ülkemizin en iyi lokantalarından biri. Kanımca Michelin Yıldızı’nı hak eden bir lokanta.
Eğer denk geldiyseniz ‘Tadı Damağımda’ programımda Börekçi Tevfik ya da Piyazcı Ahmet’i de izlemiş olabilirsiniz. Antalya’ya yolunuz düşerse sakın kaçırmayın bu ikisini.
Antalya’da Adana kebap
Canınız balık isterse, Urcan gerçekten güvenilir bir mekan. Çekim dışında eşimle Antalya’yı ziyaretimde Urcan’a tekrar uğradım, izlenimlerimi sizinle daha sonra paylaşacağım. Öte yandan, gelin görün ki, bizim hanım, ne zaman Türkiye’ye gelse “Kebap da kebap” diye tutturur (Bildiğim kadarıyla kökeni Almanya, İsveç ve İngiltere’ye kadar uzanıyor, bu kebapla mantı aşkı benim için muamma).
Ben de yeni öğrendim. Adanalı Kolcuoğlu Ailesi’nin bir kolu Antalya’da şube açmış. Adana’da yediğim en iyi kebabı ve hayatımda yediğim en iyi adanayı ‘Eco’da yedim. Ama Kolcuoğlu’nu ziyaret ettiğimde de ‘adam gibi’, güzel bir kebap yedim.
Fark çok az!
Bu yüzden Antalya Kolcuoğlu’nu da bir kolaçan etmek istedim. Ama çekine çekine. Niye mi çekindim? Şimdi işin doğrusu şu: Belli bir şöhrete ulaşmış lokantaların şubeleri genellikle aynı düzeyde olmuyor. Bazısı sadece adını veriyor ama kontrol etmiyor şubelerde ne olup bittiğini. Diğerleri de ustalarını yolluyor ama şubeleşme çoğaldıkça kalite düşüyor. Hem yetişmiş eleman bulmakta hem de farklı şehirlerde kendi ana lokantalarında kullandıkları kalitede malzeme bulmakta zorlanıyorlar.
Antalya Kolcuoğlu’yla merkezdeki Kolcuoğlu arasında çok küçük, yarım puanlık bir fark var. O fark da kebapta değil, kebap öncesi meze ve özellikle yeşilliklerde. Taze otlar, turp, ezme ve salata gibi. Adana’da bulduğum lezzeti o yeşilliklerde bulduğumu söyleyemem. Salatalarını özensiz hazırlanmış buldum ve Yedimehmet’in dünya çapında salatalarından sonra özellikle de konserve mısır kullanılan sıradan bir salata ilgimi çekmedi.
Çiğ köfte de azıcık hayal kırıklığı yarattı. Kötü değil ama Adana’da taze yapılan ve kıvamı mükemmel çiğ köfteyi hatırlıyorum. Antalya’da yediğimse standarttı. Öte yandan fırında pişen ve üzerine nar ekşisi dökülerek yenen minik tatlı soğanlar Adana’daki kadar lezzetliydi.
Paşa mezesi
Bu meze, Antalya’nın tahinli hibesine benziyor ama farklı. İçinde Ezine beyaz peyniri ve ceviz de var. Tam rakılık, lezzetli ve değişik bir meze. Mutlaka ısmarlayın.
Pastırmalı humuslarını Adana’da yediğimi hatırlamıyorum. Bence pastırma humusa yakışıyor ama nedense iyi humus ülkemizde sadece Antakya ve Gümüşlük’te bulunuyor. Vasat kalitede tahin ve nohut tozuyla hazırlanan humuslar bence ilginç değil ama Amerika’daki yemeye değmez humuslara alışık olan eşim çok sevdi.
Kebap öncesi ciğer kebap geldi önümüze. Kokusuz ve iyi temizlenmiş kuzu ciğeri. Ancak fazla pişirilmişti ve olması gereken kadar kuyruk yağıyla şişlenmemişti. Adana’da çok iyi ciğerciler var ve Kolcuoğlu’ndan daha lezzetli ciğer beklemek hakkımız.
2 metrelik kebap
Ona söyleyecek lafım yok. Yağı yerinde, eti güzel, baharatı uygun ve satırla doğranmış. Sonra da mangalda içi sulu kalarak tam kıvamında pişirilmiş. İstanbul’da bulmak kolay değil. Üzerine bir de fıstıklı irmik geldi. Yanında da Âlâ ya da Kulüp gibi güzel bır rakı. Antalya’da, özellikle de hava çok sıcak değilse, güzel bir kebap ziyafeti işte...
Bir daha gelirsem Antalya’ya, gene geleceğim bu mekana. Başka da şansım yok zaten!
DEĞERLENDİRME: (3.5)