Bebek sahibi olmak için çalışan çiftlerin çoğu, kulaktan dolma bilgilerle yanlış yönlendiriliyor. Amerika’da yapılan yeni bir araştırmaya göre, anne-baba olma şansınızı yükseltmeniz mümkün
Kadın ve erkekler, yaşam tarzlarında yapacakları değişikliklerle doğal yolla hamile kalma şanslarını artırabilirler. Bu öneri, tabii ki tıbbi anlamda gebe kalma sorunu olmayan çiftler için geçerli. Doğru bildiğimiz pek çok yanlış da süreci olumsuz etkiliyor. Beslenme alışkanlıklarından cinsel birliktelik sıklığına, kafein tüketiminden yumurta takibine aile olma hazırlıklarını etkileyen çeşitli faktörler var.
‘American Society for Reproductive Medicine Practice Committee Opinion’ tarafından hazırlanan kapsamlı araştırma sonrası açıklanan bu etkenleri Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzman Prof. Dr. Hakan Yaralı değerlendirdi. Yaralı, hem çiftlere tavsiyelerde bulundu hem de doğru bildiğimiz yanlışları sıraladı.
Yaşlanma ve üreme
Gerek kadın gerekse erkekte yaşlanmayla üreme potansiyeli azalırken, bu etki kadında daha belirgindir. Özellikle 35 yaş sonrasında gebe kalma potansiyeli düşer. Erkekte bazı sperm parametreleri 35 yaş sonrası azalsa bile, 50 yaşa kadar üreme potansiyelindeki azalma çok ön planda değildir.
Sosyo-ekonomik kültürel seviyeden bağımsız olarak, sıklıkla karşılaşılan bir yanlış algılama, kadınların “Organik besleniyorum, spor yapıyorum, fitim, dolayısıyla üreme potansiyelimi 30-40 yaşlara kadar koruyabilirim” düşüncesidir. Ancak üreme saati, bunlardan bağımsız çalışır.
Cinsel ilişki sıklığı
Erkeklerde beş günden uzun cinsel perhiz, sperm sayısını olumsuz etkileyebilir. Halbuki iki günlük cinsel perhizde normal sperm sayısı korunabilir. Doğru bilinen yanlışlardan biri de sık cinsel birlikteliğin, erkeğin üreme potansiyelini azaltması. 10 bin üzerinde normal sperm analizi olan erkeklerde yapılan bir çalışmada; bir günlük aralarla boşalmada sperm sayı ve hareketliliğinin olumsuz etkilenmediği bildirildi. Üstelik sayı, hareketlilik dışında, üçüncü önemli kriter olan sperm şekli de cinsel perhiz süresinden etkilenmiyor.
Doğurgan çiftlerle yapılan bir araştırmada; en yüksek gebelik oranları, her gün (yüzde 37) ve gün aşırı (yüzde 33) olarak bulundu. Cinsel perhiz sıklığıyla ilgili öneriler, ‘ödev’ gibi algılanarak, olumsuz etki yaratabilir. Üstelik, gebe kalma isteğiyle ilişkili stres; cinsel istek, doyum ve sıklığında azalmaya yol açabilir
Üreme penceresi
Üreme penceresi, yumurtlamadan önceki altı günlük dönemi kapsar. Bu süreçte hem yumurta hem de sperm canlılığı maksimumdur.
Bu dönem âdet takvimi, idrarda bakılan LH kitleri ve rahim ağzı mukus skorlamasıyla yapılabilir.
Kadının yaşlanması, üreme penceresinin zamanlamasını değiştirmez, sadece gebe kalma oranını azaltır.
Cinsel birliktelik
Çoğu çift, hiçbir bilimsel temeli olmadığı halde, kadının ilişki sonrası bir süre sırt üstü yatmasının spermin yumurtaya doğru hareketi için önemli olduğunu düşünür. Halbuki, sperm ilişki sonrası 15 dakika içinde tüplere ulaşır.
Cinsel ilişki sırasındaki pozisyon ve kadının orgazm olması doğurganlığı etkilemez.
Ayrıca cinsel birliktelik pratikleri çocuğun cinsiyetini belirlemez.
Beslenme ve yaşam-tarzı
Gerek şişmanlık gerekse de çok zayıflık doğurganlık için olumsuzdur. Şişmanlıkta gebe kalma süresi iki kat uzarken, çok zayıf olanlarda bu süre dört katına uzar. Şişmanlık, tüp bebek uygulamalarında hem gebe kalma şansını azaltır hem de düşük için bağımsız risk faktörüdür.
Beslenmedeki farklılıkların (vejeteryan, düşük-yağlı, vitaminden zenginleştirilmiş, antioksidan, otsu) doğurganlığı etkilediğine dair bilimsel kanıt çok sınırlı. Deniz ürünü ağırlıklı beslenmek, ikincil olarak kanda civa düzeyini yükselteceğinden kısırlık riskini artırabilir.
Gebe kalmayı planlayanlar bebeğin omurga gelişiminde bir sıkıntı olmaması için günde 0.4 mg. folik asit almalı.
Yumurtlamanın takibi
Bazı metotlar kullanarak yumurtlama takibi ve de sonrasında cinsel ilişki zamanlaması planlanabilir. Bu metotlar, sık cinsel ilişkide bulunmayan çiftler için yararlı olabilir.
Rahim ağzı salgısı, kadının kendisinin değerlendirebileceği basit bir testtir. Vajinal sekresyon yumurtlamadan 2-3 gün önce berrak ve kaygan olur.
Sigara kullanımı
Sigara içen 10 bin 928 ve sigara içmeyen 19.128 kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre, sigara kısırlık riskini yüzde 60 artırıyor. Sigara içenlerde, diğerlerine oranla menopoz yaşı da 1-4 yıl erkene çekiliyor.
Gerek doğal yolla gerekse de tüp bebek sonrası olan gebeliklerde, sigara tüketimi düşük riskini yükseltiyor. Erkekte sigara içimi sonrası sperm sayı ve hareketliliğinde azalma bildirilse de, epidemiyolojik çalışmalarda doğurganlığı azalttığı gösterilmedi.
Kafein
Kadında yüksek kafein kullanımı doğurganlığı olumsuz yönde etkiler. Gebelik sırasında, günde 2-3’den fazla fincan kahve tüketimi düşük riskini artırır, fakat doğuştan anormallik riskini etkilemez. Günde 1-2 fincan kahvenin doğurganlık ve gebelik üzerinde olumsuz etkisi yoktur.
Diğer faktörler
Kadınlarda sauna ve kaplıcanın doğurganlık üzerine olumsuz etkisi yoktur ve risksiz gebeliklerde emniyetlidir. Erkekte testislerin yüksek ısıya maruz kalmamasına dair yorumlar tartışmalıdır.
Kuru temizleme ve matbaada çalışan kadınlarla, ağır metal üretimi yapan yerlerde çalışan erkeklerin çevresel toksinlere maruz kalması, doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilir.