Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Bilgisayar var, internet var, cep telefonu var. Artık beni ofiste kimse tutamaz” diyenler, kimi zaman evde de huzuru bulamayabiliyor. Esnek zamanda kullanılabilen, başkalarıyla paylaşılan ofisler, bu durumlarda hayat kurtarıyor

Telefondaki arkadaşım, hal hatır sorma faslını aceleyle geçip konuya girdi: “Ofis arkadaşı arıyorum. Tanıdığın birileri var mı?” Öğrencilik yıllarımdan kalma ‘ev arkadaşı’ arama hallerini hatırladıysam da “Herhalde yanlış anladım” diye düşünüp arkadaşımdan sorunun ne olduğunu açmasını istedim.
İşini, kafasındakileri bilgisayara dökerek yapan tüm çalışanlar gibi arkadaşım da uzun süre ofisten kaçışın yollarını aramıştı. Sonunda iletişim teknolojilerinin gelişmesi, bilgisayarların taşınır hale gelmesi ve kendisi için çalıştığı insanların da ikna olmasıyla ofisinin bulunduğu plazadan ev erkekliğine terfi etti. İlk dönemler beni sık sık arayıp, “Şu anda kıvamını tam zevkime göre ayarladığım mojitomu yudumluyorum”, “Şimdi balkonda güneşlenirken eskizlerimi gözden geçiriyorum” gibi yeni hayatıyla ilgili gelişmelerden haberdar ediyordu.

Haberin Devamı

KAGİDER başlatmıştı
Her seferinde telefonu, “Ya sabır” diyerek kapatıyordum ta ki düne kadar. İtiraf etmeliyim, dünkü telefonu içimi biraz soğuttu! Tam çalışmaya konsantre olduğu anda küçük kızının oyuncak bebekleriyle masasının üzerinde çay partisi verdiğini, yardımcıları Ayşe Hanım’ın elektrik süpürgesini ayaklarının altına soktuğunu anlatırken sesi giderek ağlamaklı bir hal almıştı. Birkaç kez evde çalışamayacağını anlayınca bilgisayarını kaptığı gibi köşedeki kahve dükkanında almış soluğu ama oradaki ortamın da sadece dükkandaki görevlilerin çalışmalarına uygun olduğuna karar vermiş her seferinde. Şimdi sadece çalışması gereken zamanlarda gideceği bir ofisi olsun istiyor.
Tabii haftada birkaç kez uğramak için bir ofis kiralayıp içini donatmak da hiç mantıklı değil. Bu nedenle bu ofisi, masraflarıyla birlikte paylaşacağı ‘arkadaşlar’ arıyor. “Aslında kadın olsan işin kolaydı” dedim. Şaşırdı. Haberi yoktu: KAGİDER tam da onun aradığı gibi bir ortamı kadın girişimcilere birkaç yıldır sağlıyor.

Haberin Devamı

Aşçılar mutfaklarını paylaşıyor
Yurt dışında da bu bir iş kolu haline gelmiş durumda. Adına da ‘co-working’ deniyor. Tıpkı arkadaşım gibi esnek zamanlarda ofise ihtiyacı olanlara hizmet veren yapılar bunlar.
Şu an Amerika’da co-working fırsatı sunan 760 ofis var. Bu rakamın 2010’da 405 olduğunu düşündüğünde trendin nasıl bir ivmeyle büyüdüğü görülebilir. Üstelik bu trend sadece ofis çalışanlarıyla da sınırlı değil. Farklı araştırmalar yürüten bilim insanları laboratuvarlarını, aşçılar mutfaklarını aynı sistemle paylaşıyor. Bu şirketlerden bazıları artık Türkiye’de de faaliyet gösteriyor. Üstelik sağladıkları ofisler, şehrin en merkezi yerlerinde.

OFiS ARKADAŞI ARANIYOR

NOTALARIN BÜYÜLÜ DÜNYASINA YOLCULUK

Albümün kapağında 11 kişi var. Ellerinde enstrümanları dokuz genç pırıl pırıl gülümsüyor. Fotoğraftaki diğer iki kişinin gözlerindeyse çok iyi bir şey yapmanın haklı gururu okunuyor. Bu iki kişi Türkiye’nin piyanodaki medarı iftiharı Güher ve Süher Pekinel Kardeşler. Bir süredir ülkenin çeşitli yerlerinde ulaştıkları genç yeteneklerin elinden tutuyorlar. 2010’daysa Onduline Avrasya’nın sponsorluğunda, ‘Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler’ projesini başlattılar. Yaşları 14-23 arasında değişen yetenekli dokuz genç müzisyenle verdikleri ilk konserlerinin CD ve DVD kaydı Lila Müzik’ten çıktı.
Söz müzikten açılmışken bir de konser haberi vereyim size. Portekiz’in dünya müziğine kazandırdığı en önemli isimlerden Rodrigo Leao bu akşam İş Sanat’ta. Daha çok geleneksel şarkı formatındaki enstrümantal müziğini klasik ve modern bestelerin kombinasyonlarıyla şekillendiren Leao’ya İş Sanat’taki performansında stüdyo ve sahne çalışmalarında birlikte yer aldığı Cinema Ensemble eşlik edecek. Notaların büyülü dünyasında yolculuğa çıkmak isteyenlere duyurulur.