NEW YORK TiTREYiP KENDiNE GELMiŞ!

Bu kadar güçlü ve teknolojik altyapıya sahip ABD, doğaya teslim oldu. Sandy Kasırgası, insanoğluna ne kadar aciz olduğunu hatırlattı

Sandy’nin hemen ardından New York’tayım. Şehir hızla kendini toparlıyor elbette ama insanlardaki, “Demek ki küresel ısınma buymuş” şaşkınlığı bu gidişe bir dur denilebileceğine ilişkin umut ışığı yakıyor. Ne kadar güçlü, teknolojisi ne kadar mükemmel olursa olsun Amerika da doğa karşısında her zaman çaresiz aslında. New York’ta Vodafone Türkiye’nin aldığı ödüle eşlik ediyoruz. Vodafone’un başarılı yöneticilerinden Vodafone Türkiye Pazarlama İletişimi ve Kurumsal Çeşitlilik Direktörü Gizem Keçeci, Vodafone’un Stevie İş Kadınlari Ödülleri’nde “Yılın Kadın Yöneticisi” kategorisinde finale kaldı. Bu vesileyle Sandy kasırgasının yaralarını sarmaya çalışan New York’un durumunu da gördük. Bugün itibarıyla metro, belli noktalar dışında hala çalışmıyor. 34’üncü sokakla Harlem arası seferler başladı. Brooklyn tarafına seferlerse yarından sonra başlayacak.
Chelsea’de önümüzdeki hafta sergi açmaya hazırlanan Ardan Özmenoğlu’yla buluştum. Chelsea bölgesinde giriş katlarında yer alan galerilerin çoğunu su basmış. Sergi açılışları da iptal olmuş tabii geçen 10 gün boyunca. Özmenoğlu, “Bu bölgedeki galerilerdeki eserlerin çoğu sigortalı ama kayıp büyük. Yıllardır ABD’ye gidip geliyorum. Böyle bir afet yaşanabileceğini tahmin edemezdim. İstanbul’da böyle bir kasırga olsaydı 10 yıldan önce şehir kendini toparlayamazdı. Binlerce insan ölürdü. Çok hızlı organize oldular. New York’ta da ölümler oldu. Ama bunlar daha çok evsizlerdi. Bir hafta boyunca New York’ta hayat iptal oldu. Burada çalışıp, Brooklyn’de yaşayan insanlar yürüyerek, bisikletle ya da taksileri dolmuş yaparak işlerine gittiler. Ama elektrik ve internet olmadığı için kafelerde zaman geçirdiler” diyor.

Wall Street’e duvar örülecek
Doğal afetin New York’a yaptıklarını görünce “Başka bir ülkeye olsaydı ne olurdu?” diye düşünmeden edemiyor insan. 23’üncü sokakta bulunan Eataly’de yemek yerken yan masamızda oturan finansçının sözleri doğanın gücünü hatırlatıyor: “Yaşadığım bloğun altında 400 araba park halindeyken sulara gömüldü. 40 katlık garajdaki sular boşaltıldı. Bu arabalar üç gün boyunca suyun içinde kaldı. Benzin ve gaz kokusu bir yana hepsinin elden geçirilmesi lazım.”

Seçim bitse de ekonomisi devam ediyor. Propaganda çalışmaları, pastaların bile üzerine yansıdı.

Sandy kasırgası Wall Street’in de bulunduğu şehrin güney kısmını vurmuş daha çok. Biz oradayken şehrin bu yakasına benzeri olaylara karşı duvar yapılması tartışılıyordu.

Farkına vardılar
Sandy insanoğlunun egosuna bir uyarı belki de. Çünkü insanoğlu teknik olarak yaptığı her ilerlemede doğayı yenebildiğini düşünür. Doğa da arada kendisinin daha güçlü olduğunu hatırlatıyor sanki. Mesela çiftçiler kendi hayvanlarını korumak için Tazmanya canavarlarının soyunu tüketmeye karar verdiklerinde bu hayvanlar, soylarının tükenmemesi için ensest ilişkiye girdiler. Yani doğanın da kendi silahları var, bilmediğimiz.
Amerika’da televizyonlarda küresel ısınmayla ilgili programlar şu ara en çok izlenenler arasında. Görünen o ki, Amerika ilk defa doğaya ne yaptığını gördü. Financal District insanları küresel ısınmanın iki kilometre ötelerinde olduğunu anladı. Ama tabii izlemek yetmez, engellemek için harekete geçmeleri de gerek.

ALi SABANCI’NIN 36 SAATLiK TEDiRGiN BEKLEYiŞi

New York’a uçmadan önce bu aralar mesaisinin büyük bölümünü Türkiye’de girişimci sayısını artırmaya harcayan Ali Sabancı’yla karşılaştım. Bayramı ailesiyle ABD’de geçirmiş. Ali Bey, kasırga öncesinde İstanbul’a dönerken eşi Vuslat Doğan Sabancı, San Francisco’dan New York’a geçmiş. Ali Bey haliyle çok tedirgin olmuş, “36 saat ulaşamadım eşime. Çok merak ettim’’ dedi.