Ekavart Galeri’nin zarif kurucusu İnci Aksoy, yeni yaşını arkadaşlarının hazırladığı küçük bir partiyle kutladı. Partiye pembe bir pasta gönderen ‘gizli hayran’ güne damgasını vurdu!
Perşembe günü Leyla Alaton’la birlikteydik. Alarko Holding’in Ortaköy’deki muhteşem Boğaz manzarasına, Alaton’un sıcak sohbeti de eklenince uzun zamandır yediğim en keyifli öğle yemeği beliriverdi. Muhabbet akıp gidiyordu ki, Alaton birden, “Aaa bugün İnci Aksoy’un doğum günü, kalk gidiyoruz” dedi. Bu cümle söylendikten 10 dakika sonra Süzer Plaza’daki Ekavart Galeri’deydik. İnci Aksoy’un üç yıl önce kurduğu ve üzerine titrediği galeri, çiçek bahçesine dönmüştü. Bilkent Okulları’nın patroniçesi Zeynep Öztürk’ün gönderdiği, kırmızı ve pembe güllerden oluşan devasa buketi kıskandığımı itiraf ediyorum! Neyse ki zarif dekoltesi, dar deri montu, yüzüne çok yakışan sarı kısa saçları ve ‘36 beden’ duruşuyla İnci Aksoy da, gül buketini kıskandırıyordu.
Gizli hayrana ‘Google taraması’
Akmerkez’in kraliçesi ve ‘Korkma’ adlı kitabın yazarı Ayşegül Dinçkök, galerideki partiye gelmeden önce şoförü aracılığıyla, yakın arkadaşı İnci Aksoy için şık ve pembe bir pasta sipariş etmiş. Pastane, pastanın kartına Ayşegül Dinçkök’ün şoförün adını yazınca İnci Aksoy küçük bir heyecan yaşamış! Ekavart Galeri’deki yardımcıları Tuba ve Merve ile Google’a girip, “Kim bu gizli hayran?” diye küçük bir araştırma bile yapmış. Aksoy, tam da bize bu gizemli pastayı anlatırken içeriye Ayşegül Dinçkök girdi. Muhabbeti duyunca, “Ne renk bu pasta?” diye sordu. Aksoy’dan, “Pembe” cevabını alınca kahkahalarla gülerek, “Çok üzgünüm İnci, o pastayı ben gönderdim” dedi. Eee, ne demişler? Gökten pembe bir pasta düşmüş, herkes payına düşen dilimi almış!
30 yıllık eşten mektuplu davet
Bir araya gelen kadınlar olunca en önemli sohbet konusu haliyle erkeklerdi. İnci Hanım, eşi Erol Aksoy’un doğum günü için kendisini lüks bir mekana davet etmesinden dert yanıyordu! Kendisi her zaman ki gibi mütevazı bir doğum günü geçirmeye kararlıydı. Ama bu şikayet, bize hiç işlemedi. Çünkü hepimiz, Erol Bey’in bu incelikli daveti el yazısıyla kaleme aldığı bir mektupla yapmasına hasta olduk! O sırada sanatsal doğum günü pastası da mekana teşrif etti. Ekavart Galeri’nin çalışanları, güzel patronları için esprili bir pasta hazırlatmış, ortasına da İnci Aksoy’un küçük bir maketini koydurtmuştu. Biz pastaya kıyamadık ama İnci Hanım bir anda onu dilimlere ayırıverdi. Kahkahalarla sürüp giden geceye ansızın hüzün çöktü. Çünkü İnci Hanım, geçen yıl kaybettiği en yakın arkadaşı Monik Benardete’li anılarını anlatmaya başladı. Hayattayken arkadaşlarının doğum günlerini onun organize ettiğini, kimseyi unutmadığını, ne kadar yardımsever olduğunu söylerken onunla birlikte herkesin gözleri doldu. Şiirlerine bayıldığım şair Gülseli İnan’ın tam da bu sırada okuduğu dizeler hüznü dağıttı mı, daha da mı koyulaştırdı, bilemedim. En son ne zaman bir şiir dinletisine katıldığımı sorgularken, parti ekibi hediyeler arasından çıkan, ‘Aşure’ adlı DVD’yi hep birlikte izlemek için gün belirlemeye çalışıyordu.
“İhanet, insanın özsaygısını vuruyor”
Leyla Alaton, geçtiğimiz aylarda Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı yararına 15 tablo satın alarak, önemli bir yardımda bulundu. Kuşkusuz bunda olaylı biten evliliğinin payı büyük. Bir kenarda pastalarımızı yerken, Alaton’a boşanma davasının nasıl gittiğini sordum. ‘Gizlilik kararı’ altında devam ettiğini söyledi. Ben birçok kadının ihaneti görmezden geldiğini ve evliliğe devam ettiğini hatırlatınca, şöyle dedi: “Mahreminde bir yalanın ortağıyla ve bilmiyormuş gibi yapmanın utancıyla nasıl yaşar insan? Ne adına? En yakınındaki hayat arkadaşın seni aldatırken, aşağılanmaya evet diyebilir misin? Aldatma, reaksiyon gösterilmeyip kabullenildiğinde insanın özsaygısını eksilten bir durum. Şiddetse asla kabul edilemez, insanın ruhunda tamiri çok güç hasarlar yarattığı çok açık. Aldatmayı da, şiddeti de çeşitli bahanelerle meşru görmek ve tepkisiz kalmak, bunların tekrar tekrar üretilmesine, kanıksanarak sorun değilmiş gibi kabullenilmesine yol açıyor. Hadi biz geçimini sağlayabilen, yolunu ayırabilen kadınlarız. Asıl koca eline bakan zavallı kadınları düşünsene...”
Gelelim ‘yaş’ meselesine
Tabii şimdi, “Bu nasıl doğum günü haberi? Hani İnci Aksoy’un yaşı?” dediğinizi duyar gibiyim. O yaşını saklamıyor ki, ben sizden gizleyeyim! Ama her Allah’ın günü iki saat spor yapan bu ‘36 beden’ güzelliğin yaşını söyleyip, moralinizi çökertmek istemiyorum!