Bunu ben söylemiyorum. Estetiysen Serdar Eren’in bilimsel açıklaması bu yönde! Eren, bu tiplerin ruhlarının ağır olduğunu söylüyor
Ünlü estetisyenimiz Serdar Eren, İstanbul’a yerleşeli sadece güzelleşmeye değil ruhlara da iyi geliyor. Geçenlerde Tohum Otizm Vakfı’nın ‘Hediye Bir Gün’ Alışveriş Fuarı’nda rastladım kendisine... İzleyicisi bol konuşmasını dinledim. Verdiği konferansa ilgi büyüktü. Eren, estetik cerrahlığının yanına psikolojiyi de eklemiş! Güzellik dersleri, tüyoları almaya gelen biz kadınlara bunların yanında moral de verdi.
Çok zayıf kalmayı beceren insanlarla ilgili sözleri, son bir ayda dört kilo alan bana çok iyi geldi. Hani etrafta gezinip duran, sinir bozucu derecede zayıf kalmayı beceren tipler var ya, meğer onlar isteseler de kilo alamazlarmış çünkü ruhları ağırmış. Moderatörlüğünü Siren Ertan Çarmıklı’nın yaptığı konferansta soruları cevaplarken bu tür kilo takıntısı olan insanların gram ete tahammül edemediğini söyleyip psikolojik teşhisi de koydu: “Ruhları ağır, içleri ağır. Bir gram et dahi bu tür insanlara ağır gelir. Bu yapıdaki insanlar, mutlaka psikolojik destek almalı, ruhundaki ağırlığı hafifletmeli...”
Korurken obez yapmayın
Eren’in bir dinleyicinin obez çocuklarla ilgili sorusuna verdiği yanıt daha da ilginçti. Eren’e göre, aşırı mükemmeliyetçi, korumacı anne-babaların çocuklarının kilo sorunları olabiliyor. Çocuk bu baskıcı yapıya karşı yemekle direnişe geçiyor. Estetisyen, soruyu şöyle yanıtladı: “Çocuk kızdığı anne-babayı başka neyle cezalandırabilir ki? Kilo alan çocuk, “Beni duy, bu kadar sıkma” diyor anne-babaya...”
Selülitin sorumlusu
Eren günündeydi. Bir güzellik de selülitli kadınlara yaptı. Selülitin en büyük sebebi, östrojen hormonuymuş. Doktorun bu sözleri, Gülben Ergen’in, “Norveç somonuyla mı beslendik, her sabah bisiklete mi biner Türk kadını?” sözlerini boşa çıkardı anlayacağınız. Türk kadınının östrojeni fazla! Eren ayrıca östrojen oranı fazla kadınlarla testosteron hormonu fazla kadınları da karşılaştırdı. Testosteron hormonu fazla kadınlar, östrojeni fazla olanlara göre daha flörtözmüş. Ancak östrojeni fazla olan kadınların daha yoğun bir cinsel hayatı varmış! Hikayenin sonunun mutlu olacağını bilmek, selülitin acısını unutturmasa da hafifletiyor.
Oya Narin’in başkanlığını yaptığı Tohum Otizm Vakfı’nın etkinliğinde Dilek Türker’i, kızları Lara ve Serra Türker’le, Siren Ertan’ın Zela için tasarladığı küpeye bakarken fotoğrafladım.
KIYAMETiN REYTiNGiNi SABA TOPLADI
Haber için gittiğim Şirince’de sahaya inenlerden biri de Saba Tümer’di. Kıyamet kopmadı, beklenen kalabalık gelmedi... Ama Saba Tümer’in sahadan yaptığı, ‘Saba Tümer İle Bugün’ programı reyting rekoru kırdı. “Reyting bu sezonun en iyisiydi. 20 share’leri geçti. O gün o kuşaktaki en büyük izlenme oranıydı” diyen Tümer, habercilikten gelme tecrübesini konuşturdu.
Üç gün kaldığımız Şirince’de bir grup arkadaşımızla Meryem Ana Kilisesi’ne de gittik, dualar ettik. Sunucu, şimdi kıskandığımı düşünecek ama kilisede mum dikerken Türkiye’de ünlü olma halinin taşınabilir bir durum olmadığını gördüm. Saba Tümer, mum dikerken o mahrem anda dahi iki kez ara verip sevenleriyle fotoğraf çektirmek zorunda kaldı. Ben tanrıdan hayırlı bir kısmet dilediğim anda ‘kısmet adayı’ bile gelip fotoğraf çektirmek istese hiç şansı olmaz!
Bu arada Şirince Güllü Konaklar’da yemekler yıkılıyordu. Deli yedik. Ayrılacağımız gün sağlıklı yaşam koçu Alara Malaz’la kahvaltı yaparken Saba Tümer’in önünde sadece süt ve muz vardı. Ölçüyü kaçırdığı zamanlarda bu, günlük detoksu yapıyormuş. Bir gün boyunca üç öğünde de sadece yağsız süt ve muz yiyormuş. Yılbaşında ölçüyü kaçıranlara duyurulur.
Saba Tümer, Şirince’yi gezen Çinli turistin saçlarına öylesine hayran kaldı ki, evine kıyamet hatırası olarak götürdüğü şeylere bu kadının ‘cansız hayalini’ de ekledi!