Türkiye’de elinden tutacak bir evlat, eş, torun olmadıkça ihtiyaçlarını karşılayamayan milyonlarca kadın var. Ayşen Özyeğin ve Demet Sabancı Çetindoğan’ın geliştirdiği, ZTV Bilgi kanalından yayınlanacak programlarla bu kadınlara eğitim verilecek
Gözünüzde canlandırın... Yaşlıca bir teyze elini tuttuğu torunuyla hastanede. Doktorun odasını torun buluyor, şikayetleri anlatan, anlatılanları dinleyen yine torun. İstanbul’da otobüs duraklarında “Evladım nereye gidiyor bu otobüs?” cümleleri de hiç yabancı değil bazılarımıza. Okuma yazma bilmedikleri için toplumsal hayata katılamayan, özellikle büyük şehirlerde eşi, çocuğu, torunu olmadan sokağa çıkamayan kadın sayısı hiç de az değil.
AÇEV’in Başkanı Ayşen Özyeğin ve Mediasa’nın patronu Demet Sabancı Çetindoğan’dan aynı anda okuma yazma seferberliği için davet aldığımda, “Hâlâ uğraştığımız şeylere bakın” duygusu yaşadım. Toplantıda öğrendiklerimle içim daha da karardı.
Dünyanın 17’nci büyük ekonomisi kabul edilen ülkemizde, TÜİK verilerine göre, 15 yaş üzeri okuma yazması olmayan 3 milyon 114 bin kadın var. 697 bin 305 de erkek. Okuma yazma bildiğini beyan eden ancak okul bitirmeyen, okuma yazma düzeyinden emin olunamayan kişi sayısıysa 3 milyon 208 bin 131 kişi (Bunun da 2 milyon 36 bini kadın).
Anlayacağınız işlevsel düzeyde okuma yazma bilmeyen 7 milyonu aşkın vatandaşımız var. Elinden tutacak bir evlat, torun olmayınca en sıradan ihtiyaçlarını karşılayamayan milyonlarca insan yani. AÇEV, bugüne kadar yürüttüğü seferberlikler kapsamında 21 ilde 120 bin yetişkinin okuma yazma sertifikası almasını sağladı. Ancak hala okuma yazma bilmeyen insan sayımız çok yüksek. Ayşen Özyeğin ve Demet Sabancı Çetindoğan el ele verip ‘TV Yoluyla Eğitim Projesi’ geliştirdiler.
Çevrenizi haberdar edin
Türkiye’nin ilk eğitim, gençlik kanalı ZTV Bilgi ve AÇEV’in, evinden çıkamayan, kursa gidemeyen yetişkinlerin TV yoluyla okur yazarlık becerilerini geliştirmek için hazırladıkları program ‘Hayat Okuyunca Güzel’, 12 Ekim’den itibaren ekranda olacak. Her gün yayınlanacak dersler, ZTV Bilgi’nin TURKSAT 3A 11957 Mhz frekansından izlenebilecek. Okuma yazma bilmeyenler bu yazıyı da okuyamayacağından etrafımızdaki bilmeyenlere bizim söylememiz gerekiyor.
GEÇMiŞ, TABLOLARDAN KUMAŞLARA AKTI
İstanbul’un sanat merkezi haline geldiğini söyleyenler haklı gerçekten de. Artık öyle etkinliklere rastlıyoruz ki şaşırıp kalıyoruz. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim İş Eğitimi Anabilim Dalı Tekstil Anasanat Atölyesi’nin hazırladığı moda ve tekstil tasarım karma sergisi bu noktada çok ilgi çekti. Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Zeynep Öztürk’ün yönetiminde okulun geçen yıl mezunlarının hazırladıkları, Caddebostan Kültür Merkezi’nde sergilenen eserler kıyafet uygulamalarıyla aynı zamanda defile havasındaydı. Öğrenciler; 1940, 1960, 1980 yıllarının tasarım ve aksesuarlarını resmederken, temayı cansız mankenler üzerinde sergiledikleri giysilere de uygulamışlar. Ev tekstili alanında da, sanat akımlarından esinlenerek yapılan tasarımlar ve bunlarla kombine olarak çalışılan dönemin objeleri hem çok şık hem de çok keyifliydi.
Giysiler görülmeye değer
Öğrencilerle dönemlerin giysi modasının yanı sıra saçtan makyaja, filmlere, müziğe, mimariye varıncaya kadar detaylı bir araştırma yaptıklarını anlatan Zeynep Öztürk, “Öğrenciler dönemi yansıtan giysileri de tasarlamak istediler. Akademik çalışmamız yaklaşık bir yıl sürdü” diyor.
Sergide ayrıca uzay konusunun işlendiği kumaş desenlerinin temalarına uygun çizilerek, serigrafi baskı yöntemiyle kumaşa basılmış çalışmaların giysilere uygulanışı gerçekten çok başarılıydı. Geçmişi, zamanı, uzayı giysilere uyarlayan çalışmalar görülmeye değer. Zeynep Öztürk ve 11 öğrencisinin bu keyifli sergiye harcadığı emek, sergilenen tasarımlardaki ayrıntılarda ve bütünlükte gizli. Sergiyi ziyaret edenler arasında EKAV Vakfı Başkanı İnci Aksoy, ressam ve sanat tarihçisi Prof. Dr. Dinçer Erimez de vardı.