Gezegen Mehmet, Kral FM’de Hillary Clinton’un direktifiyle ‘Nefrete Karşı 2011 Saat’ kampanyasını yürüten Farah Pandith ve Hannah Rosental’i ağırladı. ‘Gezegen’ kibarca, ABD’nin dünya üzerindeki savaş politikaları göz önüne alındığında bu naif empati hareketine en çok Amerikalıların ihtiyaç duyduğunu anonsladı!
Bir arkadaşım, başarılı radyocu, Kral TV ve Kral FM’in Genel Yayın Yönetmeni Gezegen Mehmet’in, Beyaz Saray’ın himayesinde yürütülen, ‘Nefrete Karşı 2011 Saat’ kampanyasının temsilcileriyle söyleşi yaptığını haber verdi. Daha önce kampanyayla ilgili bir yazı yazmıştım. Farklı olanların empati yoluyla, dünyada barış içinde birlikte yaşayabileceği ortak yaşam projeleri geliştirmeye çalışıyor kampanya... Bu mantık içinde de birinin diğeri için bir şeyler yaparak onu anlaması amaçlanıyor. Hıristiyanın, müslümanın çocuğuna bakması, müslümanın yahudi komşusunun köpeğini gezdirmesi, beyazın siyah yaşlı teyze için alışveriş yapması gibi.
Gezegen Mehmet’e (Mehmet Akbay) SMS atıp benim için de kadınlarla ilgili bir soru sormasını istedim. Gezegen, “Gel kendin sor” deyince, yolda ‘Mehmet’in Gezegeni’ programını dinleyerek Doğuş Power Center’a doğru yola çıktım. Yakın mesafede olmama karşın, Maslak trafiğinde programın ancak sonuna yetişebildiğimden soru soramadım.
Gezegen, Beyaz Saray’a bağlandığı programda ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Müslüman Toplumlar Özel Temsilcisi Farah Pandith ve Yahudi Düşmanlığıyla Mücadele Özel Temsilcisi Hannah Rosenthal’i çok sıkıştırdı.
Konuya damardan girdi, temsilcilere: “Filistin konusu orada dururken, İsrail Amerika’nın şımarık çocuğu pozisyonunu her daim korurken” dünyada barışın nasıl sağlanabileceğini sordu. Karşılığının “Bu kampanya yeni bir dil kurmaya çalışıyor” olduğu haklı bir soruydu.
En çok Amerikalıların
ihtiyacı var
Amerika’nın şu an dünya üzerindeki savaş politikaları, Ortadoğu’daki etkileri göz önüne alındığında bu naif ve incelikli empati hareketine en çok onların ihtiyaç duyduğu ortaya çıkıyor. Bütün o sistemi değiştirmek üzere gelen Barack Obama bile, kendisini başkanlık koltuğuna oturtan seçilme sebepleri için bir şeyler yapamıyor. Amerikalıların dünyada yol açtığı dramları anlaması için Filistin’de Müslüman olup bir çatışmanın ortasında kalmaya, Lübnan’ın arka sokaklarında kaybolmaya, Irak’ta öldürülmüş masum bir babanın çocuğunu teselli etmeye, empati kurmaya şiddetle ihtiyaçları var gerçekten de.
Gezegen, programın sonunda 100 müslüman ülkeden yapılacak ortak yayınla Obama’ya sorular sorulabileceği bir saatlik bir program önerdi. Danışmanlar çok beğendiklerini ve üzerinde çalışacaklarını söyledikleri bu öneriyi Obama’ya iletecekler.
Bir arkadaşım, başarılı radyocu, Kral TV ve Kral FM’in Genel Yayın Yönetmeni Gezegen Mehmet’in, Beyaz Saray’ın himayesinde yürütülen, ‘Nefrete Karşı 2011 Saat’ kampanyasının temsilcileriyle söyleşi yaptığını haber verdi. Daha önce kampanyayla ilgili bir yazı yazmıştım. Farklı olanların empati yoluyla, dünyada barış içinde birlikte yaşayabileceği ortak yaşam projeleri geliştirmeye çalışıyor kampanya... Bu mantık içinde de birinin diğeri için bir şeyler yaparak onu anlaması amaçlanıyor. Hıristiyanın, müslümanın çocuğuna bakması, müslümanın yahudi komşusunun köpeğini gezdirmesi, beyazın siyah yaşlı teyze için alışveriş yapması gibi.
Gezegen Mehmet’e (Mehmet Akbay) SMS atıp benim için de kadınlarla ilgili bir soru sormasını istedim. Gezegen, “Gel kendin sor” deyince, yolda ‘Mehmet’in Gezegeni’ programını dinleyerek Doğuş Power Center’a doğru yola çıktım. Yakın mesafede olmama karşın, Maslak trafiğinde programın ancak sonuna yetişebildiğimden soru soramadım.
Gezegen, Beyaz Saray’a bağlandığı programda ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Müslüman Toplumlar Özel Temsilcisi Farah Pandith ve Yahudi Düşmanlığıyla Mücadele Özel Temsilcisi Hannah Rosenthal’i çok sıkıştırdı.
Konuya damardan girdi, temsilcilere: “Filistin konusu orada dururken, İsrail Amerika’nın şımarık çocuğu pozisyonunu her daim korurken” dünyada barışın nasıl sağlanabileceğini sordu. Karşılığının “Bu kampanya yeni bir dil kurmaya çalışıyor” olduğu haklı bir soruydu.
En çok Amerikalıların ihtiyacı var
Amerika’nın şu an dünya üzerindeki savaş politikaları, Ortadoğu’daki etkileri göz önüne alındığında bu naif ve incelikli empati hareketine en çok onların ihtiyaç duyduğu ortaya çıkıyor. Bütün o sistemi değiştirmek üzere gelen Barack Obama bile, kendisini başkanlık koltuğuna oturtan seçilme sebepleri için bir şeyler yapamıyor. Amerikalıların dünyada yol açtığı dramları anlaması için Filistin’de Müslüman olup bir çatışmanın ortasında kalmaya, Lübnan’ın arka sokaklarında kaybolmaya, Irak’ta öldürülmüş masum bir babanın çocuğunu teselli etmeye, empati kurmaya şiddetle ihtiyaçları var gerçekten de.
Gezegen, programın sonunda 100 müslüman ülkeden yapılacak ortak yayınla Obama’ya sorular sorulabileceği bir saatlik bir program önerdi. Danışmanlar çok beğendiklerini ve üzerinde çalışacaklarını söyledikleri bu öneriyi Obama’ya iletecekler.
Somali’de bebek ölümleri azaldı
Ama ben yine de bu tür hareketleri destekliyor ve önemsiyorum. Savaşla 30 yıldır çözülemeyen Kürt sorununun ancak empati sonucunda gelişebilecek uzlaşmayla çözülme şansının daha yüksek olduğunu kimse yadsımamalı. Keza tüm azınlıklarla ilgili sorunların yine empatiyle çözüme ulaşması mümkün. Eğer empati yapabilseydik, barış dili yıllar öncesinde hakim kılınmış olunabilseydi, Hrant Dink şu anda yaşıyor olurdu.
Eskiden Ramazan aylarında suç azalırdı. Ramazan boyunca kaç kadın cinayeti haberi aldık farkında mı yetkililer? En basit tanımıyla kendini karşıdakinin yerine koyup, onun duygu haline vakıf olmak anlamına gelen empatiyi geliştirebilen insan, diğerine zarar veremez. Bütün bu yaşadıklarımıza bakınca özellikle şekil kaynaklı şiddetin giderek yükseldiği ülkemizde de acilen benzeri kampanyaların başlatılması gerektiği açık. Özgürleşme dili altında şortlu kızlar dayak yiyor. Türbanlı kıza da, şortlu kıza da öfkelenmemek için empati kurmamız gerekiyor. Türkiye’den giden yardımlar nedeniyle Somali’de son bir haftada çocuk ölümleri çok azalmış. Somali’deki açlığı anlamak mümkünse; kadın-erkek, Türk-Kürt, müslüman-yahudi arasındaki savaşlar da bitirilebilir. Bireysel farkındalığı artıran bu kampanyalar savaşlara son vermeyen siyasileri sorgulama bilincini yaratıyor ne de olsa...