Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul Moda Haftası her yıl kendini aşıyor. Modacılarımızın yeni koleksiyonlarını görme imkanı bulduğumuz hafta, aynı zamanda cemiyet hayatının önde gelen isimlerini de buluşturdu


Nişantaşı-Etiler eşrafı son üç gündür Karaköy Antrepo 3’te boy gösteriyor. İstanbul Moda Haftası’nın çekim alanına girdiler zira. Bugün ve bu akşam gerçekleştirilecek etkinlikler ve defilelerle sona erecek moda haftası, bu yıl çok görkemli geçti. Ben de hafta kapsamında çarşamba akşamı düzenlenen Dilek Hanif’in 2013 ilkbahar/yaz hazır giyim defilesini izledim. İş, cemiyet ve sanat dünyasının buluştuğu defile, tek kelimeyle yıkılıyordu!
Podyumda danteller ve şifonlar içindeki mankenler, adeta aşkın yürüyen haliydi. Öğrendim ki Dilek Hanif, bu kadınsı çizgileri yaratırken 1800’lü yıllarda yaşayan ve resimlerinde kadınları betimleyen ressam Mary Cassat’tan ilham almış. Somon, vanilya, su yeşili, beyaz ve uçuk pembe renkleri kullanan Dilek Hanif, koleksiyonunu, “Romantizmin en güçlü izlerini taşıyor” diye tanımlıyor.
Dilek Hanif defilesine giderken kullandığım Levent-Karaköy güzergahında trafik çığırından çıkmıştı.

Alex damga vurdu
Defilede yanımdakilerle ne olacak İstanbul’un bu durumu diye konuşurken o saatlerde Alex’in Başbakan Erdoğan’la Dolmabahçe’de görüştüğünü öğrendik. Suçluyu bulduk: Alex sevgisi. Tam o anda defile salonuna Acun Ilıcalı girdi, 20 dakika gecikmeyle, kot pantolonu ve spor tişörtüyle. Acun defile alanının en spor ismiyse ünlü estetik doktorumuz Serdar Eren en klasıydı. Bordo gömleği ve atkısıyla. Saçlarını da kısacık kestirmiş, yakışmış. En moda sever okul da Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi bünyesindeki Tekstil Sanat Atölyesi olsa gerek. Öğretim görevlisi Zeynep Öztürk arayıp, “Bu defileleri en çok moda öğrencilerinin izlemesi gerekiyor” deyince kendime görev çıkardım. Öğrencilerin defilelerini izlemek istedikleri Mehtap Elaidi, Niyazi Erdoğan, Gül Ağış ve Arzu Kaprol yardımcı oldu, yaklaşık 40 öğrenci defileleri izledi.

Haberin Devamı

BU HAFTA ‘MODAYA’ UYDUK

EKAVART’TA ‘3 BOYUTLU BULUŞMALAR’

Haberin Devamı

Sadece moda değil sanat sezonunu da açtı. EKAV /Eğitim Kültür Araştırma Vakfı’nın ev sahipliği yaptığı ‘3 Boyutlu Buluşmalar’ sergisi çok iyiydi. Ressam Nurcan Çağlar’ın noktalarla yarattığı üçüncü boyutu, ressam Deniz Sabuncu’nun renk ve çeşitli malzemelerle oluşturduğu yapıtları, heykeltraş Demet Kaya Güngörür’ünse taşın kirli yüzeyinden estetik heykellerini sanatseverler çok beğendi.
Bir ara artık vaktinin önemli bir bölümünü yurt dışında satın aldıkları banka nedeniyle dışarıda geçiren Baran Süzer’i gördüm. İnci Aksoy ve rafine tasarımların modacısı Figen Özdenak’la konuşuyordu. Figen Hanım Bağdat
Caddesi’nde yeni bir mağaza açıyormuş. Baran Süzer İstanbul’da artan kiralardan dolayı yüksek cirolara karşın elde edilen kârların küçüklüğüne dikkat çekiyordu.
Ağır ekonomik sohbeti bölüp, “Bu yıl ne giyeceğiz Figen Hanım?” dedim, “Suriye, doğu sınırında yaşananlar insanımızda moral bıraktıysa bol şeyler giyeceğiz, bu atmosferde bir de daracık kıyafetlere girmek istemez kimse” dedi. Doğru söze ne denir. ‘3 Boyutlu Buluşmalar’ 4 Kasım’a kadar Ritz Carlton’daki Ekavart Gallery’de olacak.

Haberin Devamı

BU HAFTA ‘MODAYA’ UYDUK

ŞiLiLi LA ESMERALDA’YI SARAYBURNU’NDA GÖRDÜM

Geçen hafta katıldığım ilginç davetlerden birisi de Sarayburnu’ndaydı. Şili’den kalkan Şili Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri’ne ait ünlü La Esmeralda 6 aylık yolculuğun ardından Sarayburnu’nda demirlemişti. Tarihi gemide Şili Büyükelçisi Patricio Arancibia ve eşi Monica Hanım’ın ev sahipliğinde özel bir davet düzenlendi. Şili Fahri Konsolosu Ebru-Haluk Sanver çifti de ikinci ev sahibi konumunda davetlileri ağırladı.
Gemiyi görmek istememin özel bir sebebi vardı. Faşist diktatör Pinochet’nin işkence gemisi olarak bilinen La Esmeralda talihsiz geçmişine karşın, bir estetik harikası olarak kabul ediliyor. Gemi yıllar sonra demokratik seçimle işbaşına gelen Şili‘nin Devlet Başkanı Sebastian Pinera’nın talimatıyla eski Beyaz Kuğu unvanını geri kazandı ve dünya limanlarını gezmekle görevlendirildi.
La Esmeralda 1999’da İstanbul’a yaklaşırken Marmara depremi nedeniyle rotasını Gölcük’e yönlendirip yardıma koşmuştu. Şili’nin meşhur şaraplarının ikram edildiği gecede, milli içecekleri sayılan Pisco Saver’a bayıldım.