AŞK HiÇ BiTER Mi!

Güneşin aşk burcuna girdiği 14 Şubat’ta öyle bir öykü dinledim ki... İş dünyasının önemli isimlerinden biri, ilk aşkının nasıl kaderi olduğunu anlattı. Böylesine ‘nezih’ ve ‘berrak’ bir aşk öyküsünü sizinle paylaşmadan duramadım

Rüzgarın dansına kendini bırakmış buğday tarlası üzerinde yürüyorum. Van Gogh’a ilham veren buğdaylar bunlar. Duvarlarda, tavanda, döşemede, başımı çevirdiğim her yerde o müthiş fırça darbelerini görüyorum. Yaşadığı zamana sığmayan Van Gogh, çerçevelere de sığmıyor, kaplıyor her yanı.
Türk ilaç sektörünün köklü şirketi Abdi İbrahim, 100’üncü kuruluş yıldönümünü Van GoghAlive Dijital Sanat Sergisi’yle kutluyor. Serginin atmosferinden mi, takviminin etkisi mi nasıl romantik bir gün... Günlerden 14 Şubat... Abdi İbrahim’in sahibi Nezih Barut’u görüyorum sergide. Sohbetimiz Van Gogh üzerine başlasa da laf dönüp dolaşıp aşka geliyor. Dedim ya o gün güneş aşk burcunda. Ve Nezih Bey’den öyle bir öykü dinliyorum ki, bu kadarı ancak filmlerde, masallarda olur.
1970’ler... Yeşilköy İstanbul’un yazlık mekanı. Varlıklı aileler yaz gelince buradaki yazlık evlerine geçiyorlar. Yazlıkçılar arasında Abdi İbrahim İlaçları’nın sahibi Barut Ailesi de var. Nezih Barut’un dikkatini mahalleye yeni gelen
sarı saçlı, yeşil gözlü havalı kız çekiyor. Bu genç kız, Nezih Barut’un yıllar sonra yine karşısına çıkacak ve eşi olacak Berrak Barut’un ta kendisidir.

Ah o gurur!
Nezih Bey ve Berrak Hanım bir yıl boyunca flört ederler. Yazlıkta voleybol, basketbol oynar, semtin ünlü kafelerine giderler. Berrak Hanım’ın üzerine titreyen annesi Sevim Hanım, kızının akşam 19.00’dan sonra dışarıda kalmasına izin vermez. Erkekliğin avantajını yaşayan Nezih Bey’se yaz tatilinin keyfini çıkarır, eve daha geç saatlerde, 22.00 gibi gider! Kendisi koşarak eve giderken Nezih Bey’in akşamları 1-2 saat arkadaşlarıyla sohbet etmesi Berrak Hanım’ı üzer ve bir gün sinirle telefona sarılır, “Bensiz gezme. Senden ayrılmak istiyorum Nezih” der. Nezih Bey’se yanlış bir şey yapmadığından emindir ve geri adım atmaz. Sadece, “Pişman olacaksın, iyi düşün” cümlesi çıkar ağzından. Ve telefon bir daha açılmamacasına kapanır. Aşk bitmemiştir, pişmanlık da vardır ama ah o gurur yok mu!

25 yıl sonra
1996 yılı. Yer Marmaris. Berrak Barut arkadaşlarıyla tatilde. Hemen yan otelde Abdi İbrahim İlaçları’nın toplantısı olduğunu görür. Berrak Hanım’ın içi titrer: “Acaba Nezih burada mı?” Lobiye girer ve karşılaşırlar. Hemen o akşam yemeğe çıkarlar. Üç gün sonra Nezih Bey evlenme teklif eder. Altı ay sonra da evlenirler.
Espriyle soruyorum Nezih Bey’e, “Berrak Hanım hâlâ karışıyor mu gezmelerinize?” Gülüyor. “İşten gezmeye vakit mi kalıyor artık” diyor.
İşte 14 Şubat’ta aldığım iki armağan. Biri insanın içini ısıtan bir aşk öyküsü, diğeri de şehrime gelen Van Gogh. Öyküyü artık biliyorsunuz. Sergiyi de kaçırmayın bence. 15 Mayıs’a kadar Karaköy Antrepo 3’te görülebilecek sergi, bu tarihten sonra Ankara yolcusu. Ayrıca Ekavart.tv’den de izlenebilir.

DUDAKLARINI DiNLE
Mey İçki Pazarlama Müdürü Zeliha Şener’le dolu dolu geçen bir iş gününün ardından nasıl rahatladığımızı konuşuyoruz. Ben, “Bir fincan kahveyi hiçbir şeye değişmem” deyince Zeliha Şener, “Yanında ya da içinde biraz Baileys’i tavsiye ederim” diyor. Öteden beri alkollü içkilerle pek aram olmadığı için tereddütle bakmış olacağım ki Zeliha Şener alıyor sözü ve Baileys’in içkiden çok şekerleme olarak algılandığını, özellikle kadınlarca tercih edildiğini anlatıyor. Bir İrlanda içkisi olan Baileys’in içinde viski, krema, kakao ve vanilya olduğunu, üretim aşamasında 38 bin inekten krema alındığını da bu sohbette öğreniyorum. “Asma şarap için neyse, inekler de Baileys için aynıdır” diyor Zeliha Şener. Markanın bu yılki iletişim çalışmalarında kullandığı slogan da oldukça ilginç: “Dudaklarını dinle.”