Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Günlerdir ‘Bu Tarz Benim’in final gecesinde halk oylarının ve kazananın açıklandığı birkaç dakikalık canlı yayın tartışıldığı ve kıyametler koptuğu için, aylarca emek vererek birinci olan Aycan-Nurcan kardeşlerin esamesi bile okunmadı.
Kaç zamandır heyecanla beklenen final programının bahsi geçmedi, iş başa düştü!
Buyrun Hayalet’inizin ‘Bu Tarz Benim’ notları:

Yayıncılık rezaleti mi?: Tabii ki reyting rekorları kıran bir yarışma programının şampiyonu açıklanırken yapılan yayının çok daha şaşaalı ve özenli olmasını beklerdik ama neticede canlı yayında sadece halk oylarının sonucu alınacak ve tüm olay birkaç dakikada bitecekti. Bunun için bütün stüdyoyu seyirci doldurmanın, eski yarışmacıları da bant yayınıyla süreklilik olsun diye aynı kıyafetleriyle (Öykü Serter ve finalistlerin yaptığı gibi) oraya dizmenin hiç alemi yoktu bence...
Benim gözlerim sadece jüri üyelerini aradı ancak orada olmadıkları için jüriyi suçlamak çok saçma çünkü onlar yapımcının kararına uymak durumundalar. Kafalarına göre “Ben canlı yayına da çıkacağım” diyecek halleri yok!

Demek ki torpil yokmuş!: Gelelim esas mevzuya. İkizler, program başladığından beri farklı tarzlarıyla ve hiç bir kavgaya bulaşmadan korudukları asil tavırlarıyla çoğu izleyicinin, hatta rakiplerinin bile favorisi oldular.
Yarışmayı ikizlerin kazanması, Ezgi ve Ayşegül hakkında farklı zamanlarda çıkan “Torpilli, yarışmayı ona kazandıracaklar” iddialarını da çürütmüş oldu.

Ayşenur’un halleri: 19 yaşında gencecik bir kızın sahip olması gereken görüntüden ve tarzdan fersah fersah uzakta duran Ayşenur’dan, zorlama tarzından, dudaklarını büze büze mırıldayarak konuşmasından hiç haz etmedim, kimse kusura bakmasın.
Konuk jüri Hande Yener bile “19 yaşa göre kostümün çok büyük” diye eleştirdi. İkizlerin birinciliği açıklandıktan sonra Ezgi gülümsemesini bozmazken, Ayşenur’un beş karış asılmış, hırs dolu suratıda beni sinir etti!

Kraliçe etkisi: Final gecesinde konuk sanatçının Hande Yener olması süper bir tercihti. Dinlemeye doyamadığım ‘N’aber’ şarkısıyla sahneye ilk çıktığında yaşadığım beğenme patlamasından tüylerim dikeldi!
Dansçılarının kostümlerinden koreografideki uyumlarına, Hande Yener’in onlara eşlik edişine, Berksan düetine kadar her şey kusursuzdu (Berksan’ın peluş yeleği hariç!).
Bir Kemal Doğulu düeti de çok güzel giderdi, keşke yapsalardı. Yener’in özellikle ikinci giydiği püsküllü kostümüne bayıldım. Şarkıları, şovları, giyimi, saçı, makyajı derken ‘Kraliçe farkı ve etkisi’ finale damga vurdu!

Aşırı dozda İvana!: İvana Sert’e bayıldığımı hep söylüyorum ama eleme gecelerinde ve final gecesinde o kadar çok İvana izledik ki, bu yayınlarda programın adını ‘İvana Şov’ olarak verseler yeriydi! Önce dans gösterisi, sonra defile, ardından podyum seremonisiyle sürekli İvana Sert izledik, şükür ki aşırı dozdan bayılmadık ayaktayız!

Gökçaylı defilesi: Moda dünyasının büyük ustalarından Vural Gökçaylı’nın defilesi gecenin fark yaratan sürpriziydi. Ancak yapılan montaj yüzünden kıyafetleri doğru dürüst görememek beni deli etti!