İkoncanlara 30 bin TL’lik güneşlenme teklifi, Tuba Ünsal’ın köpeğini anma partisi iddiası, Mustafa Topaloğlu’nun Serdar Ortaç’ın jüri üyeliğine tepkisi... Hepsi de “Yok artık!” dedirtiyor.
- Bodrum‘da bir işletmecinin Eda Taşpınar ve İvana Sert’e kendi
mekânında güneşlensinler diye para teklif etmesi...
Ve şezlongda serilip keyif yapmak için kendilerine teklif edilen 30 bin TL’yi az bulan ikoncanların daha çok para istemesi! Ne adaletsiz bir dünya ki çoğu insan o parayı gece gündüz çalışarak bir senede bile kazanamıyorken;
bazılarıysa güneş altında pineklemek için bile yetersiz buluyor.
- Tuba Ünsal’ın ölen köpeğini anmak için ev partisi düzenlediği iddiası...
Bunu ilk duyduğumda Tuba Ünsal’a diyecek söz bulamadım, o bu konuda çıkan haberleri yalanladıktan sonra da böyle bir haber uyduranlara diyecek söz bulamıyorum. Zira bu Ünsal’ın fazlasıyla tepki çekeceği bir haber ve gerçek olmadığı halde yapılması büyük haksızlık.
- Mustafa Topaloğlu’nun, “Serdar ve Demet’in müzik eğitimi yok. Jüri olmaları tuhaf geliyor” demesi...
Serdar Ortaç adını bu cümlede anmanın oluru yok çünkü Ortaç, uzun yıllardır söz yazıp beste yaparak üreten, müziğin içinde yaşayan biri olarak; bugüne kadarki deneyimi ve birikimiyle; müziğin eğitimini okulda almış birçok kişiden çok daha fazlasını biliyor.
BADE iKiLEMi YAŞIYORUM
Bade İşçil’in yeni bir aşk yaşadığı haberini daha yeni duyduk, şimdi de evleniyor haberleri başladı. Kısa zamandır birlikte olduğu sevgilisinden aldığı evlilik teklifini kabul etmiş.
Önce “Bu kadar da çabuk evlenilir mi, daha doğru dürüst birbirini tanımadan” diye düşündüm ama aslında bakarsanız büyük aşkla başlayan ilişkileri uzattıkça tadı kaçıyor ve evlilikle sonuçlanacağı varsa da yılan hikayesine döndüğü için olmuyor. En yakın arkadaşlarımdan biri tanıştıktan iki hafta sonra evlililik teklifi aldığı sevgilisiyle zaman geçirmeden evlendi; şimdi dünya tatlısı bir kızı ve beş yıllık mutlu bir yuvası var.
Gördüğüm o ki; insan zaten “Bu benim birlikte aile kuracağım, hayatımı paylaşacağım kişi” hissini ilişkinin daha en başından alıyor. Bunu hissettiren adamı/kadını bulunca da uzatmanın, işi sulandırmanın alemi yok kanımca. Karşılıklı heyecan bitmeden yapılan evlilik devam ettiğinde; monotonlaşmış uzun bir ilişki sonrası evlilikten çok daha keyifli olabilir.
MiLLET OKEYE DÖNÜYOR, YA BiZ?
Kankuşum Caner’le muhabbet ederken nişanlanan, evlenen, evlenmekle kalmayıp çocuğu olan, hatta ikinci çocuğunu bekleyen arkadaşlarımızdan konu açıldı. Caner’in konuya ilişkin isyanı beni çok güldürdü: “Millet okeye dönüyor, biz hâlâ ara taş bekliyoruz anasını satayım!”
Bu arada Pazar günü lisedeki sıra arkadaşım Nunu’nun
11 aylık kızıyla tanıştım. Zamanın nasıl da hızlı geçtiğini böyle anlarda anlıyor insan. Lise anılarım daha dün gibi canlıyken sıra arkadaşım kucağında çocuğu ve yanında karısıyla karşımda oturuyor.
Kimi düzenini çoktan kurmuş, hayatını rayına sokmuşken; kimi de tırmalamakla, mücadele etmekle, ara taş beklemekle(!) meşgul. Hayat garip...