Yılbaşı gecesi şehrin en kaliteli kabul edilen restoran-kulüplerinin “Nasıl olsa müşterim var” rahatlığıyla en ufak bir zahmete girmemesi olacak iş değil! Üşenmedim araştırdım; çoğunda sıradan gecelerden farklı hiçbir program yoktu.
Zaten normal zamanda da pahalı olan bu yerler, yılbaşı diye iyice uçup ağzı açıkta bırakan bir hesap alıyorlar. Peki, bu kadar para alırken; oraya gelenlerin de normalden farklı bir ortam görmesi gerekmiyor mu? Özel geceler “Bir tek mekan sahiplerinin kazancı açısından” özel oluyor gördüğüm kadarıyla!
Eğlenmeye çabaladık
Ufacık bir atraksiyon, bir eğlence, bir dans şovu ya da yemek sırasında hoş bir canlı müzikle farklılık yaratmak çok mu zor, çok mu maliyetli?
İkisi de değil. Geceye farklı bir renk katan ufacık bir ayrıntı da mı olmaz? Yeni yıla bile el yordamıyla girdik yeminle! Bir geri sayım yapın, anons edin, ışık kapatın ne bileyim!
Hal böyle olunca resmen müşteriler eğlenebilmek için çaba harcadılar! Lezzetsiz yemekleriyse saymıyorum bile! Yılbaşı gecesi evde olmak ve annemin leziz hindisi gibisi yokmuş, bir kez daha anladım!
Bu sene tek kazancım yeni yıla Victoria’s Secret defilesine maruz kalıp “Bunlar insansa biz neyiz?” diye fıttırmadan girmek oldu ki, buna da şükür!
BU SORULAR DERHAL YASAKLANSIN!
Sorulan kişinin nevrini döndürmekten başka hiçbir işe yaramayan bazı kalıplaşmış sorular var ki, en sonunda sabrım taşıp birinin kalbini kıracağım diye kendimden korkmaya başladım!
Bekarlara sorulan “Ee, evlilik ne zaman?” sorusu mesela. “Yok evlilik” cevabını alınca da acıyan gözlerle; “Allah karşına iyi bir kısmet çıkarır inşallah!” derler. Belki istemiyorum kısmet mısmet, belki evliliğe karşıyım ne biliyorsun? O acıklı tavrını al ve git başımdan! Ne mahalle baskısıymış arkadaş! Evlenmeye mecburuz sanki...
Bir de çok dikkatimi çekiyor; bazı evliler, bekarlara bir yukarıdan bakma halinde ve bunu çoğu zaman elle tutulacak kadar hissediyorum! Tüm bekar arkadaşlarım da aynı konudan şikayetçi. Bu evlenince statü atladığını sananlar aynı anda hem komik hem can sıkıcı oluyor!
Bir diğer soruysa, “Ee, çocuk ne zaman?” Sana ne kardeşim ne zaman? Belki sorduğun kişi istese de çocuğu olmuyor! Bilip bilmeden yaraya tuz basıyor olabilirsin.
Bir de çocuğu olanlara, “Ee ikinci çocuk ne zaman?” derler hemen. Yahu evlenmişler, çocuğu da yapmışlar, hala mı yaranamadılar? Beş çocuğu olsa, altıncıyı da soracak mısın?
Valla yeter artık, herkes kendi işine baksın, geyik yapmayı bırakın rica edeceğim!
TEDBiRLi OLMAKTA FAYDA VAR!
Mağaza kasasında yanımda duran teyze, “Taksi şoförüne 200 TL verdim; para üstü olarak üç 50 TL’lik vermesi gerekirken üç tane 5 TL vermiş. Fark etmeden indim, inanamıyorum” diye dert yanıyordu. Birebir aynı şeyi daha birkaç hafta önce ben yaşadım ve aptal yerine konduğumu fark edince nasıl sinirlendiğimi anlatamam.
Özellikle belirtiyorum ki; işini dürüstlükle, hakkıyla yapan tüm şoförleri bir yana koyuyorum ama tedbirli olmakta fayda var. Taksiden inerken aldığınız para üstüne dikkat etmeyi unutmayın!