YAZA VEDA EDERKEN
Bir yaz daha göz açıp kapayana kadar geldi geçti dostlar. Bakalım, 2013 yazından geriye bize neler kaldı
Hürrem’in hamileliği: Yazın en büyük bombası Meryem Uzerli’yi Türkiye’den kaçırtan ilişkisi ve bu aşktan kendisine kalan hamileliği oldu. Uzerli ilişki sonrası içini döküp tüm yaşadıklarını ve hissettiklerini anlattı. Anlatmalıydı çünkü kendisini seven milyonlarca kişiye “apar topar kaçışının” açıklamasını borçluydu. Ayrıca çok da iyi yaptı Can Ateş tipi erkekler her yaptıkları yanlarına kâr kalır sanmaz artık.
Boşanma haberleri: Ebru Şallı-Harun Tan, Özlem Yıldız-Sinan Serter, Feryal-Kemal Gülman derken ortalık boşanma haberinden geçilmedi. Tabii en önemlisi yıllarca hayatını paylaştığın insandan ayrılırken; “kol kırılır yen içinde kalır” mantalitesinde olmak. Bunu yapabilen de var, ilişkisinin ardından demediğini bırakmayan da. Biraz da yaşanmışlıklarla ilgili kanımca, çok haksızlığa uğrayanlar susamıyor patlayıveriyor! Misal, ben!
Eda Taşpınar-Süreyya Yalçın ikilemesi: İkoncanların bir kısmı bu yazı kameralardan uzak geçirmeyi seçtiği için meydan bu ikiliye kaldı. Eda Taşpınar’ın sahillerde bol bol poz verip çektirdiği fotoğrafların adeta “yakalanmış” gibi haber yapılması çok eğlenceliydi! Süreyya Yalçın da taşlı uzun tırnakları, abartılı tatil kostümleriyle yine olaydı! Bu yazın plaj yıldızlarıysa doğal ama güzellikten yıkılan halleriyle Çağla Şıkel ve Gamze Özçelik’ti.
Şarkı savaşları: Gezi Parkı olayları müzik dünyasını da fazlasıyla etkiledi. Birçok şarkıcının yeni şarkıları “promosyon yapamamak” yüzünden heba oldu. Yazın şampiyonluğunu “Yatcaz Kalkcaz”la Gülşen alırken yaptığı şarkıların farkını bir kez daha konuşturdu!
Hayalet’in bombaları: Son olarak Hayalet’iniz de epey çetrefilli bir yaz geçirdi. Kalbi çok kırılınca, “Başlarım yenine, içimde kalacağına dışarı atayım başkası düşünsün” diye isyan edip hayatında ilk defa içindeki “kötü canavarı” uyandırdı! Kazık, kazık ve yine kazık üçgeninde bir yaz geçirmesine rağmen, yaz aylarına olan sevgisi bitmedi!
Bu yazın defterini de böylece kapattık; sonbahar hepimize uğurlu gelsin..
Yaz boyunca magazin basınında en çok gördüğümüz çiftlerin başında Serdar Ortaç ve Chloe vardı. Denizde, yemekte, sokakta, motosiklette derken her anları görüntülendi, aşkın kahramanlarından biri Türkiye’nin en büyük pop yıldızlarından olunca özel hayatının an be an magazine yansıması ne yazık ki kaçınılmaz. Ne yazık ki diyorum çünkü eminim Serdar Ortaç da aşkını sıradan insanlar gibi gözlerden uzak ve kendine özel yaşamayı tercih ederdi.
Kız arkadaşıyla en doğal halleri de, en romantik anları da çekilirken sağa sola kaçışmıyor, bu durumu kabullenip aşkını yaşamaya devam ediyor diye ona tepki göstermek olur mu?
İbrahim Tatlıses’in Twitter’da yazdığı “Birileri bana bu maç maç muç muç resimlerini anlatsın ben de rahatlayayım arkadaş fenalık geldi artık. Bu ne ya? Bizim de beraberliklerimiz, birlikteliklerimiz oldu Serdar’ım ya!” sözleri sebebiyle anlatıyorum bunları...
Denizde sevgilisiyle şakalaşıp eğlenirken, tatilini keyifli geçirmeye çalışırken bile burnunun dibi kamera doluysa Ortaç’ın suçu ne?