Her yazın sonlarına doğru aynı konu sebebiyle bize ailecek sinir geliyor! Hangi gazeteyi açsak plajlarda “Magazincilere yakalandık, halbuki hiç haberimiz yok” ayağına öpüşen (ki hani ufak, anlık öpücüklere değil lafım, işin suyunu çıkarıyorlar!), öpüşmenin ötesine geçen, sanki yatak odasındaymış gibi davranan çiftlerle karşılaşmaktan bıktık.
Yahu bu denli bir aşk yaşama, sevişme moduna geçme zaten insan içindeki hiçbir yerde olamaz, ahlak kuralları diye bir şey var!
Ama bir de yazın en popüler plajı neresiyse orayı seçip, magazin muhabirlerinin orada bulunduğunu bile bile bunu yapmak rezilliğin önde gideni.
Hani maksat magazinde yer bulmak, nasıl olduğunun, hangi rezalet sebebiyle sayfaları süslediğinin hiç önemi yok. Bu sözde ‘yakalananlar’ın o haberlere büyük keyifle baktığına kalıbımı basarım!
Ar damarınız patlamış!
Yalnız bilin ki saygı duyulmaktan çok uzak bir haldesiniz, ar damarınız çatlamakla kalmamış tam anlamıyla patlayıp yok olmuş!
Hele ki ülkemizin yaşadığı şu mutsuz günlerde, her an yeni şehit haberleriyle sarsılırken bu görüntüleriniz daha da mide bulandırıyor. Gidin evinizde, odanızda ne yapıyorsanız yapın, insan içinde edebinizle takılın bir zahmet!
Bu arada o bikini altlarını tangaya çevirenler de ayrı bir felaket, soyunmaya çok meraklıysan çıplaklar kampına gidiver! Hiç mi utanmak, sıkılmak kalmadı ya, bu neyin kafası?!
ANSIZIN VURAN NİLÜFER HASRETİ!
Bazı geceler kendimle baş başa kalıp kafa dinlemek çok iyi geliyor. Geçen akşam Nilüfer özlemi geldi bana bir anda, onun o hiç eskimeyen, hepimizin zihinlerinde yeri, hayatlarında izi olan sesini ve şarkılarını dinlemek, geçmişimdeki duygularımla buluşmak istedim. Eski şarkılardan başladım ve yeni albümü ‘Benim Cennetim’e kadar geldim. Kendime özlediğim gibi bir müzik ziyafeti çektim anlayacağınız...
Onun gibi Türk popunun tarihine kazınmış çok kıymetli bir sanatçıdan bahsederken kelimeleri seçmekte zorlanıyorum açıkçası.
Söylenecek en güzel sözler bile Nilüfer söz konusu olduğunda hafif kalabilir. Bir ömür boyu zirvede kalmak, milyonların kalbinde bir başkasının dolduramayacağı şekilde yer etmek dile kolay ama bir düşünsenize bu; dünyada çok az sanatçıya nasip olan nasıl “zamansız” bir başarıdır...
Ustaların büyüsü...
Yeni albümde de şimdilerde çok zor rastladığımız o eski zaman şarkılarının tadı var. Sezen Aksu’dan Şehrazat’a, Adnan Ergil’den Nazan Öncel’e uzanan şarkıların hepsi birbirinden güzel ve özel... Ben epey duygusal olduğum o akşamdan beri Şehrazat imzalı ‘Elimden Gelen Bu Kadardı’ şarkısına takıldım.
Türk popuna damga vuran sayısız şarkının yaratıcısı büyük usta Şehrazat, yine kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasına sebep olan duygusal ötesi bir şarkı yapmış. Büyük sevgi ve saygı duyduğum Şehrazat’ın o kocaman yüreğine sağlık...
Bu efsane şarkı Nilüfer’in eşsiz sesi ve yorumuyla buluşunca biz dinleyenlere de büyülenmek ve dinlemelere doyamamak kalıyor işte!
Bu albüm sadece Nilüfer’in değil, bizim de cennetimiz olmuş. Son bir kaç yıldır yaptığı eski şarkılarının düet versiyonlarını büyük zevkle dinledik ama yeni şarkılarla gelen bir Nilüfer albümünün de tadı bambaşka...