Yıllar önce İtalya’nın birkaç şehrini kapsayan tatilimde Roma’yı da gezmiştim, her turistin gittiği en bilindik yerlerini tabii... Eh haliyle kendimi Roma’yı görmüş sayıyordum. Ta ki Mastercard’ın ‘Paha Biçilemez Şehirler’ projesi kapsamında o büyülü şehire bir kez daha ayak basana kadar!
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yasemin Bedir’in ev sahipliğinde (Dünya çapındaki böylesi önemli bir şirkette bu kadar başarılı noktaya gelmiş olan Yasemin Hanım’la bir Türk kadını olarak gurur duydum), Berna Sağlam ve ekibinin kusursuz organizasyonuyla Roma’da iki gün geçirince, orayı görmek değil de yaşamak neymiş, işte onu anladım.
Roma zaten her köşesiyle, yürüdüğünüz her sokağı, her meydanıyla insanın aklını başından alıyor. Dört bir yanı tarih kokan bu şehri bir de herhangi bir turistin ve hatta bir Romalı’nın bile göremeyeceği şekilde keşfettiğinizi düşünün...
Bu deneyimlere paha biçmek imkansız!
Turumuza dünyaca ünlü İtalyan sanatçı Angelo Bucarelli’yle birlikte, Mussolini’nin 1942’de inşa ettirdiği, göz alıcı mermer binalardan oluşan Eur Bölgesi’yle başladık ve Bucarelli’nin neşeli anlatımıyla bölgenin tarihini özel ayrıntılarıyla öğrendik.
Bir sonraki durağımız beni en çok etkileyenlerden biri oldu. İtalya’nın iki önemli sanatçısını eski makarna fabrikasındaki stüdyolarında ziyaret ettik. Hem resimlerini üç boyutlu algılanacak şekilde ışık ve gölge oyunlarıyla kurgulayan Marco Tirelli’yle; hem de üç boyutlu gerçeklik üzerinde duran ve yakından inceleyince ağzımın hayranlıktan beş karış açık kaldığı eserleriyle ünlü Pietro Ruffo’yla tanıştık. Onların tüm dünyayı etkileyen eserlerini yarattıkları stüdyolarını gezmek tam anlamıyla paha biçilemez bir deneyimdi.
Biletleri aylar öncesinden tükenen Palazzo Valentini kapılarını sadece bizim için açtı. Özel bir rehber eşliğinde camlar üzerinde yürürken, ayaklarımızın altında Roma’nın etkileyici tarihini görmek, gördüklerimizin hikayesini dinlerken bir yandan da video efektleriyle o geçmişin içindeymiş hissini yaşamak yine anlatılmaz yaşanır bir deneyim oldu. Dünyanın en eski alışveriş merkezi olan Trajan’s Market turumuz da öyle...
Kendinizi çok şanslı hissedeceksiniz...
Turistlerin pek bilmediği, Romalılar arasında ise çok meşhur olan muazzam restoranlarda yediğimiz keyifli yemekler ayrı olaydı! Mastercard’ın paha biçilemez tekliflerinden olan özel mekanlar öyle güzel, yemekler öyle lezzetliydi ki, iki kiloyu göbeğime katıp öyle döndüm İstanbul’a! Dönmeden önce Aşk Çeşmesi’ne para atıp dileğimi de diledim tabii, tüm seyahat boyunca kendimi normal turist gibi hissettiğim tek an da bu oldu zaten!
‘Paha Biçilemez Şehirler’ platformunu takip eden her Mastercard’lı; New York, Paris, Londra ve Roma gibi dünyanın 44 yıldız şehrinde hayatı boyunca unutamayacağı çok ayrıcalıklı deneyimler yaşayabilir. Güzel İstanbul’umuzun da bu kapsamda Avrupa’nın en çok tercih edilen beş şehrinden biri
olduğunu belirteyim...
Biz Roma’yı en özel haliyle iliklerine kadar yaktık geçtik, her anında kendinizi çok özel ve şanslı hissedeceğiniz seyahatler için şimdi sıra sizde!