Aranızda var mı benim gibi “ya hep ya hiç”çiler? İşte benim listem...
* Sevdim mi tam severim, sevmedim mi hiç sevmem!
* Birini hayatıma aldım mı dibine kadar dost olurum, eğlencelik arkadaşlıklarım olmaz. (Tam da bu sebepten yediğim kazıkların haddi hesabı yoktur!)
* Enerjik oldum mu hiç durmam, halsizken oturduğum yerden vinçle bile kaldıramazlar!
* Mutlu ve neşeli olmaya karar vermişsem canımı hiçbir şey sıkamaz, depresifsem ufacık şeye asabım bozulur!
* Spora sardım mı tam sarar her günümü ona göre ayarlarım, aralıksız spor yapıp vücut yorgun düşünce ve sıkılınca bir süre hiç yapmam!
* Diyete ve sağlıklı beslenmeye kafayı taktım mı ağzıma yağlı, şekerli tek lokma atmam, bir saldım mı da önüme geleni yerim!
* Gezme ve sosyalleşme moduna girdim mi yanından geçerken koltuğuma; girip çıkarken eve hasretle bakacak noktaya gelirim, herkesten ve her şeyden sıkıldım mı beni evden hiç bir güç çıkaramaz!
* Çok sinirlendiğim insanlara ya hiçbir şey söylemem sus pus olurum, ya da ağzımı bir açarım ki bütün içim dökülene kadar beni kimse susturamaz!
* Hayatım ya çok düzenli, her anı planlı programlıdır, ya da öyle bir kendimi salarım ki “düzen” kelimesi lugatımdan kaçar gider!
* Bir hırslandım mı işe güce dört elle sarılır deli gibi çalışırım, boşladım mı da tembelliğin adeta kitabını yazarım!
Daha bu örnekleri fazlasıyla çoğaltabilirim dostlar; anneciğim hep “Bu kadar uçlarda yaşamak yerine bir ortasını bulsan, her şey kararında olsa ne güzel olur” der durur. Ama bir yaştan sonra huyunu suyunu değiştirmesi zor insanın... Aranızda var mı benim gibi “ya hep ya hiç”çiler?
ONLAR ‘ÇOCUKLAR’ DEĞiL, KOCA KOCA ADAMLAR!
Kendilerini görüntüleyen ve soru soran magazin muhabirlerine ağzını büze büze “Çocuklaaıırr” diye hitap eden arkadaşlara sesleniyorum! Onlar çocuk falan değil; işinin, ekmeğinin derdinde olan, bir tanecik haber çıkarmak için yeri gelince saatlerce nöbet tutan, siz bir yerlerde eğlenirken elinde fotoğraf makinesi, omzunda kamerasıyla kış ayazında sokakta beklemesi gereken kocaman adamlar!
Muhabirler ünlülere “Hanım, Bey” şeklinde saygıyla hitap ederken karşılığında “çocuklaaıır” lafını duyunca benim saçlarda sinirden feci elektriklenme oluyor!
Hadi bütün ömrünü magazin muhabirleriyle geçiren ve yılların sonunda belli bir samimiyet noktasına ulaşan yaşı büyük ünlüleri geçiyorum. Ama daha dün bir bugün iki, bacak kadar boyuyla gevrek gevrek “Çocuklaaıır” diyenlere dayanmak çok zor!
HER SENDELEYENE SARHOŞ MUAMELESi...
Kuruçeşme’deki gece kulüpleri Albüm ve Members’ın çıkışında inerken çok dikkatli olunması gereken merdivenler var; takılmak, düşmek an meselesi... Bir ünlü çıkıyor mesela, bir anda suratında flaşlar ve kamera ışıkları patlayıp önünü göremeyince sendeliyor haliyle, düşenler de oluyor arada...
Ve haberin başlığı hep aynı acımasızlıkta oluyor: “Bilmem kim ünlü alkollü yakalandı!”, “Çok içkiliydi, yere yuvarlandı!”...
Geçenlerde aynı mekanın çıkışında ağzına hayatı boyunca içki koymayan bir şarkıcı arkadaşım da flaşlar patlayınca düşme tehlikesi geçirdi. Yani her düşene “alkollü” damgası yapıştırmak büyük haksızlık oluyor!