Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hollywood yıldızı Kate Winslet sosyal medyadan ve teknolojiden hoşlanmadığını bir kez daha söylemiş. Hayatımızdaki birçok değeri yok ettiğine, insan ilişkilerini basitleştirdiğine, saygı kurallarını ayaklar altına aldığına, aşkları, evlilikleri bozduğuna, her birimizi yalnızlaştırdığına, bizleri tık’ların, like’ların adeta kölesi yaptığına inandığım sosyal medyayı ben de hiç ama hiç sevmiyorum. Maalesef iş için de, güne ayak uydurmak için de kullanmam gerekiyor.

Zaman zaman o kadar bunalıyorum ki, tüm sosyal medya uygulamalarını telefonumdan kaldırıyorum. Bu kez de büyük bir boşluk hissi geliyor kısa zaman sonra, düşünün nasıl bağımlı hale geldiysek! Sosyal medyadan kaçma şansım olmamakla birlikte, çocukluğumun geçtiği o ‘naif’ 90’lı yılları özlemeye hep devam edeceğim.

Haberin Devamı

Sanal dünya çocukları...

Üç çocuğu olan Kate Winslet’in evinde sosyal medya kullanmak yasakmış. Çocuklarının psikolojisini düşünerek bu kararı alan bir anne, eminim çocuklarının ellerine birer tablet verip köşelerine çekilmelerine de izin vermiyordur. Eğer çocuğum olsa, ben de aynen bunu yapardım.

Gerçek anlamda sosyalleşmeyi, insanlarla birebir ilişki kurmayı bilmeden büyüyen bir nesil yetişiyor. Küçücük bebelerin elinde akıllı telefonlar, tabletler, kafalarını bile kaldırmadan sanal bir dünyanın içinde büyüyorlar, çok yazık ve korkutucu!

Teknoloji hayatımızı kontrol eder hale geldikçe, hayatın tüm güzellikleri bir bir bizden uzaklaşıyor. Keşke Kate Winslet gibi düşünen çok daha fazla kişi olsa!

BU ÇOCUĞA YAZIK DEĞİL Mİ?

WINSLET DA BENDEN
Magazin manşetlerinde yine Bade İşçil ve Malkoç Süalp’in bitmek bilmeyen savaşı var. Artık onların aile içi hır gürüne milletçe şahit olmadığımız bir hayat düşünülemez zaten!
Bu kez haberlerin kaynağı İşçil’in Instagram hesabı. Çocuğuyla poz vermiş, altına da “Üç saati az bulan babası oğlunu görmeye tenezzül etmedi” gibi bir şeyler yazmış. Bir sonraki paylaşımda da basın açıklaması yapar gibi eski eşini suçlayan açıklamalar var.
Aralarında neler yaşandığını, kimin haklı kimin haksız olduğunu bilmemiz mümkün değil. Bilinen tek gerçek var ki; bütün bu savaş içinde olan; hem anne, hem babasına ihtiyaç duyan minik bebeğe oluyor.
Anneyle baba arasında ne problem olursa olsun, bunu çocuğa yansıtmak, minicik bebeği bu olaylara alet etmek, sosyal medyadan milyonlarca kişiye aile içi anlaşmazlıklarını duyurmak inanılır gibi değil.
Sağlıklı bir gelişim için çocuğun annesiyle de, babasıyla da rahat rahat vakit geçiriyor olması, ikisinin sevgisinden de mahrum kalmaması, huzurlu bir ortamda yaşaması lazım. Zaten baba - çocuk buluşması için haftada üç saat sınırlamasını da mantığım almıyor.
Boşanmalarına rağmen çocukları için bir araya gelen, aile hayatını onlara yaşatmaya devam eden bir sürü örnek anne - baba var. Kişisel hesaplaşmalarının acısını çocuklarından çıkaran insanların, bu örnek anne - babalardan biraz ders alması lazım.