Uçankuş programının ve Özge Özsağman’ın bir araya gelişi, ortaya rakipsiz iş çıkardı.
Yorgunluktan göz kapaklarımı ancak parmaklarımla kaldırarak açık tutabilecek durumda zap yaparken, Uçankuş beni fena yakaladı. Sonuna kadar ekrana yapışıp kaldım resmen, zaten Uçankuş’u diğer magazin programlarından ayıran en önemli özelliklerinden biri her zaman buydu; programı öyle bir kurguluyorlar ki bir an bile gözünüzü ekrandan çeviremeyecek hale geliyorsunuz. Sadece magazin de değil üstelik, gündemdeki her olay tartışılıyor, konuşuluyor. Kısacası efsane programın dönüşü tek kelimeyle muhteşem oldu.
İNSAF BE ÖZGÜN!
“İki dudağına bir ömür vereyim, her adımına yüreğimi sereyim, e nazını da yap ama gözünü seveyim, insaf benimki de can bebeğim” şarkısı dilime öyle bir dolandı ki bazen “Eeeh yeter biraz da başka bir şarkı söyleyeyim” diyorum ama katiyen olmuyor, fena takıldım! Kıpır kıpır, şıkır şıkır tam bir ‘yazın güzel havalarda enerjiyi iyice yükseltme’ şarkısı..
Özgün dördüncü albümü ‘Konu Senden Açılınca’da ticari kaygıdan uzak, keyfine göre bir albüm yapmak istemiş ve ortaya bir kere dinlemeye başlayınca bir daha müzik setinden çıkaramadığınız bir albüm çıkmış!
Sadece müziğiyle var olma yolunu seçen sanatçıları gerçekten takdir ediyorum çünkü milletin “Ay bu sefer n’apsam da magazin gündemine gelsem, adımı daha çok duyursam” dediği bir dönemde bu işi layığıyla yapmayı tercih etmek cesaret işi. Özgün de baştan beri zor yolu seçti ama kaliteli şarkılarıyla kendini kabul ettirdi.
Benim albümdeki favori şarkılarım, ‘İnsaf’, ‘Dur Gitme’ ve ‘Altın Kafes’ zaten ilk klip de ‘İnsaf’a geldi, demek kiii Hayalet’iniz iyi şarkıdan anlıyor! ‘Altın Kafes’te anlatılan hikayeyse yazın slow şarkı dinlemeyip bunalım yapmaktan kaçan kulaklarımı kendine hapsetti! Benim yazı geçireceğim albümlerden biri belli oldu, size de tavsiye etmeden geçemedim tabii ki...