Memleket fazlasıyla sıkıntılı ve endişeli günlerden geçiyorken, etraf savaş alanına dönmüşken, canından olan bir sürü insanımız varken, stresten, umutsuzluktan, gelecek korkusundan hepimizin beyni sulanmış vaziyetteyken dört bir tarafta Niran Ünsal’ın, “Subliminal mesajlar var” direnişini gördükçe beni sinirden gülme tutuyor.
Hani herşeyi hallettik, hayatımız güllük gülistanlık da, tek derdimiz subliminal mesajlar ve açık saçık klipler!
Niran Ünsal önce Türkiye’nin en popüler şarkıcılarına laf atarak başladı, hiç olmadığı kadar magazine haber oldu, şimdi de katıldığı programlardaki programcılarla tartışarak gündemde yer buluyor.
Hadi Seda Sayan’ın programında bir tatsızlık oldu deyip geçsek, hemen sonra katıldığı programda da problem çıkardı...
Gerginliği ilk anda başlattı
Programın sunucularından Duygu Çetinkaya’yı konukla tartıştığı için eleştiriyorlar, oysa fazlasıyla sabretti...
Niran Ünsal’ın Çetinkaya’ya olan ‘adam yerine koymayan’ tavrı programın başından itibaren neredeyse elle tutulur şekilde hissediliyordu. Daha merhabalaşma kısmında Çetinkaya’ya yaptığı “Senin adını bilmiyorum, kimsin ki sen?” havasından belliydi işin rengi. Halbuki konuk olduğun programın sunucusunu tanımamak ne demek, böyle bir şey olabilir mi?!
Sonra da “Sen çocuksun, cahilsin, bilmiyorsun, sus dinle, büyüklerin konuşuyor, edepli ol” gibi, ‘kendine saygısı olan’ hiçbir insan evladının sindirip de susamayacağı kabalıktaki sözlerini sıraladı durdu.
Üstelik de bunu öyle tınlamaz, ciddiye almaz bir şekilde yaptı ki, izlerken ben bile sinirlendim, Duygu Çetinkaya’yı düşünemiyorum!
Kimsenin gençliği ya da tecrübesizliği, onu milyonlarca kişinin önünde aşağılamak için bir sebep olamaz.
İnsan karşısındakinden saygı beklemeden önce kendi saygı göstermeli, aynı konuğun üst üste katıldığı programlarda hep gerginlik yaşanıyorsa sıkıntıyı o konukta aramak lazım. Ayrıca gözünüzü seveyim bırakalım da ‘subliminalin bilirkişisi’ Niran Ünsal olsun, aman başka kimse fikir beyan etmesin, belki sakinleşir!
iLGiLi SEVGiLi: ENGiN HEPiLERi!
Bir mağazada gözlerim kararmışcasına oraya buraya koştururken; (Dersin yangından mal kaçırıyorum, o ne telaşsa!) içeriye izlemeyi çok sevdiğim, başarılı oyuncu Engin Hepileri girdi.
“Kadın mağazasında ne yapacak?” diye merakımdan antenleri açtım tabii.
Kendisi gibi oyuncu olan kız arkadaşı Beyza Şekerci’nin yanına gitti, denemek için eline koluna doldurduğu kıyafetleri ondan alıp taşımaya başladı ve epey uzun süreli bir kıyafet seçme seansı yaptılar birlikte...
Hiç sıkılmadan, büyük bir ilgiyle sevgilisinin denediği kıyafetlere yorumlar yaptığını, soyunma kabininin önünde epey beklediğini de gördüm.
Erkeklerin büyük kısmı, kadınların alışveriş gezmesine ortak olmayı sevmez malum; daralırlar, sıkılırlar. Hepileri’nin sevgilisine can uzatan, alışveriş keyfini bile paylaşan hali çok hoşuma gitti. Allah herkese böyle ilgili sevgili nasip etsin!
HAYALET’TEN SEÇMELER
-Başına sadece harika şeyler gelirse, hiçbir zaman cesur olamazsın... M.Taylor Moore
- Hayat kendini bulmakla değil, kendini yaratmakla ilgilidir!... G.Bernard Shaw
- Belki de hayatı yeniden berrak görebilmek için, arada bir gözlerimizin yaşlarla yıkanması gerekiyordur... Alex Tan