SiRKLERE ÖLÜM!
Memleketim Adana’da zavallı bir ayı, tutsak edildiği zincirlerinden kurtulup sirkten kaçmış, şehrin içinde bir oraya bir buraya şaşkın şaşkın koşturuyor... İnsanlar ondan korkuyor ama o ayının nasıl bir korku yaşadığını düşünen yok! Sonunda görevliler savunmasız hayvanı yakalıyor ve ‘zindan’ına, yani insanların eğlenmek için gittiği ‘sirk’e geri döndürülüyor. Görüntüleri izlerken ağladım, sirk denen illet hayvanlar için bir işkence kampından başka bir şey değil!
Çocukken bir kere gitmiştim, daha o küçük yaşımda bile en ufak keyif almamış, hayvanlar için üzülmüştüm. Hatta gösteri sırasında gizlice sahne arkasına gidip hayvanları kurtarma planları yaptığımı hatırlıyorum! O oldu, bir daha ‘sirk’ kelimesini duymak bile istemedim!
Perde arkası vahşet!
“Vaay bu aslan çemberin içinden nasıl atlıyor, bu filler nasıl amuda kalkıyor, ayılar nasıl iki ayakları üzerinde uzun uzun dans ediyor?” diye heyecanla izlenen gösterilerin perde arkasını hiç düşündünüz mü? Öyle sevgiyle, özenle falan eğitilmiyorlar. Doğal hayatlarından koparılan o masum canlar zincirlerle bağlanarak, küçücük kafeslere hapsedilerek, daha yavruyken kırbaçlanarak, dövülerek, elektrik verilerek, korkutularak türlü işkencelerle ‘yola getiriliyor’!
Reese Witherspoon ve Robert Pattinson’ın oynadığı ‘Aşkın Büyüsü’ filmini mutlaka izleyin, sirklerin sahne gerisindeki vahşeti apaçık ortaya koyan bir yapım... Veya en basitinden ‘Haytap’ın internet sayfasındaki ‘sirk eğitimi’ fotoğraflarına bakabilirsiniz, tabii yüreğiniz kaldırırsa!
Zira ben o zulüm dolu karelere bakmaya tahammül edemedim!
Hayvan Hakları Federasyonları, sirkleri ortadan kaldırabilmek için dünya çapında çalışıyorlar, bizler de ‘hayvanlara işkence’nin bir parçası olmayalım, sirk eğlencesini de yaşamayı verelim! Çocuklara hayvan sevgisi aşılamak içinse onları sahipsiz hayvanların olduğu barınaklara götürmek, sokak hayvanlarını besleme keyfini tattırmak çok daha gerçek ve merhametli bir yol...
UZUN ÖMÜRLÜ EVLİLİK: BİR YIL!
Boşanma haberi duymadan gün geçmiyor maşallah, boşanan boşanana! Her seferinde “Aah daha yeni evlenmedi mi bunlar güle oynaya? Yahu bu çiftin evliliği süperdi hani?” tadında şoklara giriyorum.
Öyle ki, artık bir yıl evli kaldın mı, o evlilik uzun ömürlü sayılır hale geldi! Peki kardeşim, kendinden ve karşındakinden emin olmadan hemen nikaha koşmak, ‘kutsal kabul edilen aile kurma’ değerini ayaklar altında tepelemek neyin kafasıdır? Nedir bu ‘illa ki evleneceğim’ ısrarı?
Evliliklerin flörtten farkı kalmadı, evlen boşan, evlen boşan, çocuk oyuncağına döndürdüler!
BU BUTİK ÇOK TEHLİKELİ
Nişantaşı’ndaki La Ruj’dan daha önce de bahsettim. Bir gün önünden geçerken keşfettiğim ve her gittiğimde maaşımı bırakmadan çıkamadığım için tehlikeli bulduğum bir butik burası. Uzun zaman sonra yine yolum düştü, yine çıktığımda cüzdan tam takırdı! Tüm ürünler Amerika’dan sınırlı sayıda geliyor, günlük tarz kıyafetler, harika elbiseler, şık tuvaletler, bir kadının arayıp da ‘iyisini, güzelini, hesaplısını’ zor bulduğu her şey orada!
Aslında güzel kıyafetlerimin sırrını kendime saklasam iyiydi ama dayanamıyorum işte, size de şiddetle tavsiye etmeden duramıyorum!