SEN NEYMİŞSİN JUSTIN BIEBER!

Dünyayı tam anlamıyla kasıp kavuran bir genç adam, hatta daha çocuk bile denebilir! 19’luk efsane Justin Bieber’ın konserine sırf meraktan gittim. Bu kadar etkileneceğim aklımın ucundan geçmezdi

İTÜ Stadyumu’ndaki konser öncesi Maslak yolları kilit haldeydi. Taksiler konser alanına gitmek isteyenleri kabul etmediği için on binlerce kişi gibi biz de “Küçücük çocuğu izlemek için şu çilemize bak” diye söylenerek epey yürüdük!
* Staddaki kalabalık kaderine boyun eğmiş ebeveynler ve “Justiiin” diye ağlayan çocuk ve gençlerle doluydu. Caner de bizim zorumuzla gittiğinden kendini Müge’yle benim velimiz ilan etti!
* 4-5 yaşındaki minikler bile şarkıları ezbere biliyordu, Justin’e aşkından ölen genç kızların heyecanıysa bir başkaydı, aralarında “Justin benle çıkar. Hayır senle değil benle çıkar” diye tartışanları gördüm.

İki saat gecikmeye “Yuh” dedik!
* Türk zihniyeti iş başındaydı! Herkes; çimler bozulmasın diye yere kurulan koruyucu tabanları söküp takoz yaptı. Takozu yüksek olanlar pek mutluydu!
* 19.30’da başlaması gereken konser tam iki saat geç başladı. Dünya starı olsa bile hayranlarının çocuk ve ergen yaştakiler olduğunu bildiği için; heveslerini eziyete dönüştürmesi asap bozdu.
* Konserin başlamasına 10 dakika kala barkovizyonda başlayan ‘geri sayım’ kalabalığı kendinden geçirdi. Çığlıklar hâlâ kulağımda çınlıyor. Biz de Müge’yle fırsattan istifade deşarj olmak için bağırdık! Hatta ben kızgın olduğum bir arkadaşa hitaben ağzıma geleni bağırdım, bayağı iyi geldi!

Ve küçük dev adam karşımızda...
* Geri sayım bittiğinde Justin Bieber, beyazlar içinde sahnede göründü. “Aman bebe işte, bi gidelim de neymiş bakalım” zihniyetindeki Hayalet’iniz için de büyük şok o anda başladı! Hem yaşı küçük, hem kendi ufacık tefecik bir çocuğun bende yarattığı etkinin şoku!
* En ufak bir hareketinin bile hayranları üzerindeki etkisini bilmenin verdiği o büyük özgüveni ve egosu neredeyse elle tutulur şekilde hissediliyordu.
* Çığlıklar arasında çok yavaş hareketlerle sahnenin önüne doğru geldi. Ve bir anda bir dans etmeye başladı ki, hayran kalmamak söz konusu değil!
* Michael Jackson hayranlığı hem danslarından, hem konserden önce çalınan Jacko şarkılarından bariz belliydi.
* Bir ara “Size sahneye bir şey atmayın diyorum!” diye hayranlarını azarladıktan sonra çekip gitti. “Sahneye cisim atarsanız Justin geri dönmeyecek” şeklindeki Türkçe anonsla hayranlar korkutulduktan sonra geri geldi.

Yoksa Belieber mi oldum?
* Şarkıları, dansları, sahnesi, barkovizyon gösterileri, ışıklandırması; her şeyiyle kusursuz ve izleyeni hayran bırakan bir performanstı. Üç arkadaş “Biz bu memlekette kimlere star, nelere şov diyoruz?” diye komplekse girdik.
* Evet adamların imkanları bizden çok üstün ama itiraf edelim ki yetenek olarak da çok başka bir yerdeler.
* Bu kadar küçük yaşta, bu kadar etkili bir yıldız olmanın Bieber’ı şımarttığı her halinden belli. Ama kim şımarmazdı ki? “Onun yerinde olmak nasıl bir histir?” diye düşündüm durdum hayranlıkla sahneye bakarken.
* Bu yaştan sonra Belieber olacak değilim ama Justin Bieber’ı izleyip de etkilenmeyen olamaz. Birkaç gün kendime gelemem şimdi!