Oscar almak kim bilir ne büyük bir heyecandır, düşünemiyorum bile! Bu seneki Oscar Töreni alışılan şaşaadan uzak ve sönüktü. Uykusuz kalmaya değdi mi? Hugh Jackman’ı gördüğüm birkaç dakika için eveeeet!
Anne-kız çektik pijamaları, geçtik televizyonun karşısına. Oscar Töreni dediğin canlı izlenir, ben zaten her türlü programın canlısını severim, banttan aynı tadı alamam.
Kırmızı halı seremonisi ne yazık ki heyecanlı bekleyişimizin karşılığını vermedi. Uzun bir zaman kameraya yansıyan tiplere, “Bunlar da kim, esas yıldızlar nerede, neden gelmemişler?” diye bakıp durduk. Hollywood’un gözde isimleri Kodak Tiyatrosu’nu adeta öksüz bıraktı bu sefer!
O kıyafetler de ne öyle?!
Hadi dedik “Gelenlerle idare edelim”. Ama arkadaşım, idare edilecek gibi değil, herkes ne kadar vasat, ne kadar kötü giyinmiş. Vücutlarına gösterdikleri özenle, kendilerine tepeden tırnağa bakmalarıyla tanıdığımız Hollywood insanları bu kez göbekleri, kocaman popoları, bakımsız saçları ve özensiz kıyafetleriyle karşımızdaydı.
NTV’de kıyafetleri değerlendiren modacı Dilek Hanif’in yorumları ise bizi daha da şaşırttı. Nicole Kidman’ın değil Oscar Töreni’ne giymek, denemek için bile giymeyeceğim korkunç elbisesini Dilek Hanif’in çok beğendiğini duyunca şoke olduk. Zaten Kidman’da yüzüne yaptırdığı müdahalelerle puf böreğine dönmüş. Kocasının yanında ‘sanki çocuğunu elinden tutup getirmiş bir anne’ gibi duruyordu.
Seksi Scarlett’e ne olmuş?
Scarlett Johansson’un görüntüsü de tam bir hayal kırıklığıydı. Seksapeli ve güzelliğiyle dünyayı inleten yıldız, son derece şişman görünüyordu. Üstelik yürümeyi de beceremiyor, kırmızı halıdasın, salınsana arkadaşım, o nasıl bir yürüme şekli?!
Oscar almak kim bilir ne büyük bir heyecandır, düşünemiyorum bile! Ama buna rağmen en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü alan Melissa Leo’nun mikrofon başındaki abartılı tavırları içimizi kıydı.
Oscar gecesinin en güzel kadını diyebileceğim biri yoktu ama en yakışıklı ve muhteşem adamı her zamanki gibi kesinlikle Hugh Jackman’dı. Twitter ahalisi kadınlarının tercihi de Jackman’dan yanaydı. Allah’ım sen neler yaratıyorsun? Şu adamdan bir tane de bizim ülkeye yollasan olmaz mıydı?
Güzel yurdumun yakışıklı ve gözde oyuncuları kasım kasım kasılır, havasından yanına yaklaşılmaz, karizmatik ve cool görünmek için harcadıkları yoğun çabanın kokusunu çoook uzaktan bile alırsınız. Oysa Hugh Jackman bütün kusursuzluğunun yanında bir de sevimli, rahat ve eğlenceli. Ve bu haliyle herkesten daha cool! Düşünüyorum da onunla çok güzel bir çift olabilirdik!!! (Hayal kurmakta sınır olmaz dostlar!)
Neticede bu seneki Oscar Töreni alışılan şaşaadan uzak ve sönüktü. Uykusuz kalmaya değdi mi? Hugh Jackman’ı gördüğüm birkaç dakika için evet, evet, eveeeet!
AKLINCA AŞAĞILADI MI?
Disko Kralı’nda Okan Bayülgen, o akşam konuğu olan ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ oyuncusu Buğra Gürsoy’u çok başarılı bulduğunu söylüyor ve genç oyuncuyla ilgili fikrini almak üzere yılların oyuncusu Cem Davran’a dönüyor. Gürsoy’un oyunu takdir edilmeyecek gibi değil ama beğenmiyorsa bile iki güzel kelime söylemek çok zormuş gibi şu cevabı veriyor Davran: “Genç kardeşlerimizin hevesini kırmayalım şimdi!” Yahu bu da ne demek?! Üstü kapalı bir ezme, ciddiye almama cümlesi!
Allah’tan Bayülgen, Buğra Gürsoy’un bugüne kadar ne çalışmalar yaptığını bir bir sayıyor da herkes ‘tek kare’ kalıveriyor! Cem Davran da lafı çevirip bir anda “Gençleri çok takdir ediyorum” diyor.
Şunu baştan söyleyemez miydi acaba? Buğra Gürsoy, tüm yeteneğinin ve başarısının yanında aynı zamanda çok sempatik ve mütevazı. Ona helal olsun biiiir, izleyici Cem Davran’ın inceden moral bozmaya çalıştığını fark etti ve ayıpladı (sonradan kıvırsa da) bu da ikiiiii! Birileri de çıkıp kendilerine aynı şeyi yapsa hoş olur mu?! İzleyiciye çok çirkin görünüyor bu hareketler!