“Ya hep ya hiç”çi ayarsız bir karakter olduğum için bir şeye sarınca tam sararım, uzaklaşırsam da yanından geçmem! Uzun zamandır sinemaya gitme hevesim hiç yok; gişe rekorları kırmasına ve çok merak etmeme rağmen hâlâ ‘Düğün Dernek’i görmedim mesela. Kaldı ki ‘İşler Güçler’ dizisini deli gibi izlerdim; Ahmet Kural ve Murat Cemcir’e de bayılırım!
Annem de kaç zamandır ‘Düğün Dernek’e gitmek için dil döküyor; ben “Sinema havamda değilim” dedikçe inat etti, bensiz gitmeyecek! “Göbekten yapışık değiliz sonuçta, siz gidin” diyorum yok; nuh diyor peygamber demiyor!
Geçen akşam; “Sinemaya bilet aldım hepimize; sen de geliyorsun” diye emrivaki yapınca el mahkum gittik tabii...
Bu sefer de sanki o haftalardır ‘Düğün Dernek’ diye tutturan kendisi değilmişcesine; Ben Stiller’ın hem yönettiği, hem oynadığı ‘Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı’na bilet almış! Filmin eleştirilerine bakmış, pek iyiymiş!
İşte ne olduysa bundan sonra oldu!
İçimizi kıydın Walter Mitty!
Film eleştirilerine ben de baktım sonra; vallahi de ‘güzel’ diye yazmışlar; sanki başka bir filme gitmişim gibi hissettim! “Bende mi sıkıntı var acaba?” diye düşündüm bir an ama bizimkiler de ve film boyunca ‘oflayıp puflayan’ tüm seyircilerde de mi var yani?!
Ben Stiller filmine gülmek, eğlenmek için gideriz yanlış mıyım? Stiller ise başka kafalarda; “Güldürürken düşündüreyim” demiş, olmamış. Salonda bir kere kahkaha koptu o da; ben bir an kendimi kaybedip “Ee, bu ne biçim film yaa” diye haykırmışım; ona güldü millet!
Filmde falanca filanca mesajlar veriliyor olabilir ama içimiz kıyıldı arkadaş! O kadar sıkıldık ki verdiği mesajı alacak kafa kalmadı! Bir de uzattıkça uzatmışlar; çıktığımızda film ‘5 saat sürmüş’ gibi hissediyorduk. Hiç tavsiye edemeyeceğim, kimse kusura bakmasın.
ACABA SORUN ÖZCAN DENiZ’DE Mi?
Geçen gün bizim Cadde’de okudum; Nurgül Yeşilçay’ın yeni dizisi ‘Cinayet’in ilk bölümü iyi reyting alamamış. ‘Asmalı Konak’tan sonraki dizilerinin hep düşük reytingli olduğu da yazıyordu.
Aklıma Naz Elmas geldi; onun da Özcan Deniz’le oynadığı ‘Haziran Gecesi’ büyük sükse yapmıştı; sonrasında tutan tek dizisini hatırlamıyorum.
Acaba ‘Asmalı Konak’ ve ‘Haziran Gecesi’, sırf Özcan Deniz oynadığı için mi bu kadar sevildi ve diğer başrol oyuncularına da zirve yaptırdı?
Yoksa Özcan Deniz’de bir uğursuzluk var da onunla dizi çekenler bir daha iflah mı olmuyor? Tövbe yarabbim!
ÜNLÜ SEVGiLiYLE ÜN YAPANLAR
Efendim söylemesi ayıp ‘ünlülerle ilişki yaşayarak ünlü olanlara’ acayip antipati duyuyorum. Bu şekilde kariyer yapan çok isim var malumunuz da hadi saymayalım!
Bir de kimsenin dönüp bakmadığı birer tipken ‘playboy’luğa terfi edenler var; sanki çok matah bir şeymiş gibi! Kimi kameraları, patlayan flaşları görünce zevkten dört köşe olduğunu saklayamayıp otuz iki diş sırıtıyor; kimi ise “Görüntülenmek istemiyorum yan cebime koyun” ayağına daha ağır takılıyor sözüm ona...
Arkadaşım sizin olayınız ne pardon? Başında durmanız gereken bir işiniz gücünüz yok mu da her gün, her gece ‘ünlü olmaya’ mesai harcıyorsunuz?