Geçen hafta sonu Ece Sükan-Ümit Benan çiftinin valeler tarafından uğradığı saldırının fotoğraflarına dehşet içinde bakakaldım! İstanbul’un en gözde semtlerinden, hepimizin korkmadan huzurla gezmeye alışık olduğu Bebek’te, güpegündüz, herkesin gözleri önünde ve en önemlisi karısının önünde bir erkeğe 6-7 kişi kafa göz dalıyor, üstelik bazılarında sopalar var! Bu arada fotoğraflarının çekilmesinden bile çekinmiyorlar, o derece fütursuz ve korkusuzlar! Arada kalan Ece Sükan, yerlerde sürükleniyor, hiçbiri durup da “Biz ne yapıyoruz?” demiyor, bir kadının oradan oraya savrulmasını umursamıyorlar, öyle gözleri dönmüş!
Mekanın önünden geçmem!
İstanbul’un göbeğinde yaşanan bu olay hafife alınacak gibi değil, ünlü çiftin dediği gibi “Her an herkesin başına gelebilir.” Ve Sükan’ın dediğine göre, aynı valeler bugün sanki hiç böyle bir saldırı yaşanmamış gibi, aynı işletmenin önünde çalışmaya devam ediyor. Ben şahsen bir daha bu adamların çalıştığı balıkçıya değil gitmek, oranın önünden dahi geçmem!
Aklıma pazar günü kardeşimle oy kullanmaya gittiğimizde, sandık başkanının soru sorduğu için önce kardeşime, ben müdahale edince de benim üzerime doğru yürüyerek bağırışı geldi. Kapıda sıra bekleyen insanlar tepki göstermese, belki biz de iki kız, o saldırgan görevliyle benzeri bir olay yaşayabilirdik.
Resmen şehrin ortasında can güvenliğimiz yok! Bu cidden dehşet verici ve insanın içine korku salan bir durum... Caydırıcı cezalar olmadıkça ‘şehir eşkiyaları’ bugün Benan çiftine, yarın aramızdan başka birilerine rahat rahat saldırmaya devam edecekler! Teksas’tayız sanki anasını satayım!
ARTO’NUN ANMA YEMEĞİNDE NELER OLDU?
Birkaç hafta önce anneciğini kaybeden Arto; onu anmak için yakın dostlarına bir yemek organize etti. Allah hiç kimseyi sevdiklerinden ayırmasın ama Arto’nun hayatının en büyük kaybının ardından, dostlarıyla bir arada olmayı tercih etmesi ve annesini kendini hayattan soyutlayarak değil, böyle bir organizasyonla anması bence çok güzel bir fikirdi. Canım arkadaşıma bir kez daha başsağlığı diliyor ve geceden aklımda kalanlara geçiyorum:
- Hande Yener’den Fatih Ürek’e, Ataberk Oral’dan Kemal Doğulu’ya, Berksan’a kadar tüm davetliler hoş sohbetleriyle, esprileriyle yemeğe renk katmak, Arto’yu neşelendirmek için adeta birbirleriyle yarıştı.
- Organizasyonu yapan Evrim Kavak; çiçeklerle, mumlarla ve içinde Arto’nun dostlarına hediyelerinin olduğu şık kutularla ‘filmlerde gördüğümüz cinsten’ harika bir masa hazırlamıştı.
- Hande Yener’i yakından tanıyıp sevmemek imkansız. Hem geldiğinde, hem giderken koca masadaki herkesin tek tek yanına gidip konuştu. Genelde popstarların havasından geçilmemesine alışkın olduğumuz için, onun mütevazı, içten, egosuz halini çok sevdim. Sadece müzikal anlamda değil, kişiliğiyle de kraliçe!
- Fatih Ürek hayatımda gördüğüm en tatlı, en hoşsohbet insanlardan biri... Etrafına pozitif enerji yayıyor... Ona bayılıyorum.
- Sivri diliyle tanıdığınız Arto, biz arkadaşlarına da laf atmadan duramadı tabii! Hepimiz nasibimizi aldık şükür! Kendisi fazla zeki olduğu için karşılık vermek de çok zor üstelik!
- Arto’nun ekrandan izlerken bilmediğiniz asıl özelliği ise muhteşem bir dost oluşu... Malum “Sanat dünyasından dost çıkmaz” derler ama o sevdiği insanların sonuna kadar yanında olan, zor bulunur bir dost. O akşam da hepimizle tek tek ilgilenerek bizi harika ağırladı.
- Bebek’teki Argentina Steakhouse’a ilk kez gittim. Yemekler, servis, mekan, hepsi 10 numara!