Huyum kurusun bir dizi ya da film aşırı popüler oldu mu, izlemekten kaçabildiğim kadar kaçıyorum. Netflix’in iki senedir dünyayı kasıp kavuran ‘La Casa de Papel’ini inat edip izlememiştim mesela, neyin inadıysa! Birkaç hafta önce kardeşim Kuki, beni ve genelde komedi veya romantik film harici bir şey seyretmeyen annemi zorla ekran karşısına oturttu, “Bu diziyi izlemek zorundasınız ve bırakamayacaksınız!” dedi.
O anı takip eden 3-4 gece boyunca sabahlara kadar, nefes almadan ‘La Casa de Papel’ seyrettik. İspanya tarihinin en büyük soygun hikayesi izlenme rekorları kırmakta haklıymış! Hayatım boyunca izlediğim en iyi diziyi yapmışlar, heyecandan bir an kafanı başka yöne çeviremiyorsun. İki sezonu zamana yayarak seyretsek daha iyiydi tabii, şu anda “Üçüncü sezon ne zaman gelecek?” diye dört dönüyor olmazdık!
Alonso gezmekten yaşlandı!Dizideki favori adamım Berlin, yani Pedro Alonso, ‘GQ Men of the Year 2018’ ödül töreninde ‘Yılın Uluslararası Starı’ ödülünü almak üzere İstanbul’daydı biliyorsunuz. İki gün kaldığı şehirde her yeri göstermek istediler zahir, saatte 500 kilometre hızla gezdirdiler adamı! Zavallım mekan gezmekten yaşlandı, iflahı kesildi! Kardeşim; “Kapıdan çıksak Pedro’yla karşılaşabiliriz, her an her yerde, mantıcıya da götürürler yakında” diye dalga geçti, hakikaten götürdüler!
Ama Alonso çok sempatik değil miydi dostlar? Ödül töreninde Türkçe konuşmaya çalışması, herkesle tek tek fotoğraf çektirişi, egodan uzak halleri, kendisine gösterilen ilgiye aynı sevgiyle karşılık vermesi çok tatlıydı. Vallahi ben iki günde onun kadar çok kişiyle muhatap olup, oradan oraya koşturarak yorulsam; “Eeh yeter be!” deyip kendimi otel odasına kilitlerdim!
The Pier’i listenize alın… ‘La Casa de Papel’in yeni sezonu için sabırsızlanırken, oyalanmak adına 19 Ocak’ta Blu TV’de yayına giren ‘The Pier’ dizisine bakayım dedim. Onu da ilk sezonu bitirmeden bırakamadım, şimdi gel bir de onun yeni bölümlerini bekle! İki işin de yaratıcısı aynı isim; Alex Pina ve başrolde ‘La Casa de Papel’in profesörü Alvaro Morte var. Bu İspanyol ekip dizi olayını çözmüş, çok iyiler! ‘The Pier’de Oscar’ın aynı anda yaşadığı çifte hayata şahit oluyoruz, yine çok sürükleyici ve heyecanlı bir proje…
Yalnız, konu sarsıcı bir aldatma hikayesi olduğu için, hayatımda biri olsa bu kadar keyifle izleyemezdim sanırım! Bir yandan büyük bir ihanete ve cinayet mi intihar mı olduğu belirsiz bir ölümün araştırılmasına şahit olurken; öte yandan da şehir ve köy hayatının aynı kişi üzerinde yarattığı farklı etkileri izliyorsunuz. İlişkilere ve hayata bakış açınız konusunda epey kendinizi sorguluyorsunuz. ‘La Casa de Papel’de soygunculara nasıl kızamıyorsak, ‘The Pier’de de aldatan karaktere pek kızamıyoruz.
İzleyiciyi çok değişik psikolojilere sokuyor bu Alex Pina!