Güzel memleketimizde ortalık ünlüden, sahte yıldızdan geçilmiyor. Gerçek anlamda her yaptığı işte başarılı olan ‘doğuştan yıldızlar’sa çok az. Bunlardan biri de Beyazıt Öztürk
Uzun yıllardır yaptığı ‘Beyaz Show’ vazgeçilmez bir ekran klasiği, “Cuma gecesi evde otursam sıkılır mıyım?” diye düşünmez kimse, zira biliriz ki Beyaz Show’la gecemiz neşeli geçecek. Dışarıdan bakarken çok da düşünmüyoruz belki ama böylesine bir başarıyı yıllar boyu korumak çok zor ve stresli.
Rıza ve Nurhayat
Radyoculuk, stand-up, talk şov, sahne sunuculuğu, reklam-dizi-sinema-müzikal oyunculuğu... Bir insan hepsinde mi parlar be kardeşim? Haa ne kadar güzel şarkı söylediğini unuttum pardon. Şu anda oynadığı ‘Yalan Dünya’ dizisindeki ‘Rıza’ karakteriyle yine başarılı, yine düşman çatlatıyor! ‘Nurhayat’la ilişkisi, dizinin en büyük bombası. ‘Nurhayat’ demişken Gupse Özay’dan da bahsetmek gerek. Sanatçılığın doğuştan geldiğinin bir kanıtı da o, yılların oyuncularıyla rol aldığı dizide bu derece sivrilmesi büyük başarı.
Beyaz’ın “Helal olsun” deyişine bayılırım, helal kelimesindeki a’yı kısa tutar. Ona aynı şekilde “Helal olsun” diyorum. Eksikliği bütün memlekette hissedilecek isimler ‘yıldız’dır bana göre ve Beyaz da tartışmasız bu isimlerden biri.
BiRi SiZi GÖZETLiYOR
Geçen gün kardeşim Kuki’yle “Aldatıldığını nasıl anlarsın?” konulu açık oturumumuzda(!) “En güzeli, sevgilinin evine böcek kamera yerleştirmek” fikrini ortaya attım. “Kim girdi, kim çıktı, ne konuşuldu, evde neler dönüyor her şeyi görürsün.”
Kuki, “İyi edersin, sonra da seni bilişim suçlarından içeri alırlar” dedi.
Bu muhabbetimizin ertesi günü telefonlara casus yazılım yükleyerek dinleme cihazı haline getiren bir şebeke yakalandı. Müşterileri arasında sanatçılar, futbolcular ve siyasetçiler de varmış.
Benim şebeke mort oldu!
“Senin şebekeyi çökertmişler” diye geldi bizimki... Tabii ki bir başkasının konuşmalarını dinlemek tamamen ‘insan haklarına tecavüz’ ama bunu yaptığımı defalarca hayal ettim, itiraf ediyorum! Sevgili tarafından tufaya getirilme ihtimalini yüzde 99.9 azaltır valla!
Sistem şöyle işliyor; casus yazılımı cep telefonlarına yerleştiriyorlar, o telefonu alıp dinlemek istedikleri kişiye hediye ediyorlar. Sonra da uzat ayaklarını yayıl anasını satayım! ‘Yalan mı söyledi, aldattı mı, gizli bir şeyler çeviriyor mu’ tarzı kuruntular bitsin!
Şaka bir yana da benim başıma gelse ortalığı birbirine katardım, her konuştuğunun dinlenmesi insanın başına gelebilecek en büyük kâbuslardan biri. Aman diyorum dostlar, sevgiliden gelen hediye cep telefonları tehlikeli olabilir, dikkaaat!
BANA “MODEL” DEME
Manken olarak adını duyuran ve yıllarca ekmeğini bu meslekten kazanan arkadaşlarda ortak bir kötü alışkanlık dikkatimi çekiyor. Kendileriyle röportaj yapılırken es kaza ‘modellik geçmişlerinden’ konu açılırsa hepsinde ‘sanki hakarete uğramış’ gibi aynı tepki: “Ayy yook, model demeyin bana, böyle anılmak istemiyorum.” Eee, iyi de kardeşim nasıl analım seni? Bu memleket seni manken olarak tanımadı mı? Madem böyle anılmak istemiyordun, niye yıllarca yaptın bu işi?! Mankenliği bırakıp iki şarkı söyleyince (gerçi ona pek şarkı söylemek denmez ya) veya iki dizide rol kapınca hemen sanatçılığa terfi ettiklerini düşünmeleri tirajikomik değil de nedir sorarım size!