Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aylardır beklediğim ‘Notre Dame de Paris’ müzikalini izlemek üzere Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nin merdivenlerinden koşar adım inerken ‘hayatım boyunca beni en çok etkileyen’ melodiyi duydum. Her zamanki gibi tüylerim ürperdi, ayaklarım yerden kesilecek gibi oldu; Andrew Lloyd Webber'ın efsane müzikali ‘Operadaki Hayalet’in müziği çalıyordu PSM girişinde...

Bugüne kadar onlarca defa izlediğim, bitmeyen bir aşkla bağlı olduğum müzikalin İstanbul’a geleceğini öğrendiğimde yaşadığım şoku ve mutluluğu anlatamam! Vallahi gözüm açık gitmez artık! (Tamam anne böyle laflar etmeme kızıyorsun ama heyecan patlaması yaşıyorum, idare ediver!) Zorlu PSM, dünya çapındaki müzikalleri ayağımıza getirmeye başladığında hep; “Operadaki Hayalet’i de getirseler keşke ama o komplike dekorlar buraya kurulamaz ki” diye düşünüyordum.

Haberin Devamı

Meğer Zorlu PSM için imkansız diye bir şey yokmuş! Türkiye’yi dünyanın en önemli müzik ve sanat gösterileriyle buluşturuyorlar, eskiden hayalini kuramadığımız işlere imza atıyorlar, helal olsun!

Ekim’de sahnelenecek olan ‘Beauty and the Beast’in ve 2015 Nisan’da gelecek olan ‘Operadaki Hayalet’in biletleri şimdiden satışa sunulmuş. Ne yapın edin, mutlaka izlenmesi gereken sanat olaylarını sakın kaçırmayın!

SON GÖSTERİLER...

Notre Dame’ın kamburu Quasimodo’nun çingene kızı Esmeralda’ya olan büyük aşkını anlatan, dünyanın en sevilen ve en çok izlenen müzikallerinden olan ‘Notre Dame de Paris’e bayıldım.

‘Belle’ şarkısını müzikalin içinde canlı canlı dinlemenin keyfi anlatılmaz yaşanır! Müzikal oyuncularının kusursuz ve harika performanslarına hayran kaldım. Son gösteriler bugün ve yarın, gidenler ve gidecek olanlar çok şanslı...



İĞRENÇ BİR İNTİKAM ŞEKLİ!


Manken Senem Kuyucuoğlu’nun ‘genç bir kadını toplum gözünde rezil edecek’ fotoğrafları gazetelere ve internete tam anlamıyla bomba gibi düştü! Fotoğraflara bakarken “Aaa neler yapmış bu kız böyle” demeyi geçtim, “Allah kimsenin başına bu fotoğraflar gibi bir dert vermesin” diye düşündüm.
Bu hayatta hiçbirimiz hatasız değiliz, herkesin pişmanlık duyduğu, “Keşke yapmasaydım” dediği şeyler mutlaka var. Ama ünlü biri yanlış yapmaya görsün, hurra herkes ‘kendi çöplüğünü unutup’ üstüne gitmeye bayılır!
Bu genç kadını hataları yüzünden utandırıp hayatından bezdirmek yerine fotoğrafları basına sızdıranlara bir çift laf etmek lazım. Kuyucuoğlu’nun kendisi bunları servis etmeyeceğine ve dünyanın öbür ucunda çekilmiş bu kadar çok sayıda özel fotoğrafa da gazeteciler kendi kendine ulaşamayacağına göre; burada iğrenç bir intikam oyunu var!
Bunu yapanlar bilmeli ki; hayatta hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz. Başkasının hayatını rezil etmenin acısı er geç ya kendilerinden, ya da çoluk çocuklarından çıkar! Bence şu an zafer keyfi yaşayacaklarına oturup bunu düşünsünler! Senem Kuyucuoğlu da ünlü olmanın bir bedeli olduğunu ve dünyanın öbür ucunda bile dikkatli yaşaması gerektiğini bu üzücü tecrübeyle anlamıştır herhalde.