Dün akşam 'Sex and The City' dizisinin eski bölümlerinden birini yakaladım kanal değiştirirken. Carrie ve Charlotte giyinmiş süslenmiş ‘opera izlemeye’ gitmişler. Devasa bir salon tıklım tıklım seyirci dolu, herkes en şık kıyafetleriyle oturuyor ve Carrie etrafa bakınırken hayatının aşkı Mr. Big’in de orada olduğunu görüyor. O kadar izlemesi keyifli bir sahneydi ki, bana yine sinir geldi! “Keyifliyse neden sinir geldi manyak mısın?” diyeceksiniz; “Bizim niye artık böyle bir opera kültürümüz kalmadı?” sorusunu taktım kafaya.
Annemden hep duyarım, küçükken ailece toplanır, aynen dizideki gibi opera izlemeye giderlermiş, bilmediği opera yok neredeyse. Ama şimdi bu asil sanat aktivitesine ilgi duyan kaç kişi kaldı? Hangimizin bir operaya gittiğinde kendi Mr. Big’iyle karşılaşma ihtimali var? Bizim Mr.Big’ler Reina’da, Sortie’de!
'IV. Murat' 20 yıl sonra Topkapı’da
Geçen sene ilki düzenlenen 'İstanbul Uluslararası Opera Festivali' temmuz ayında birbirinden güzel operalarla izleyicisiyle buluşacak. Ve Türkiye’nin en çok sahnelenen operası olan ‘Dr. Okan Demiriş’in 'IV.Murat'ı festival kapsamında 2-3 Temmuz’da sahnelenecek. 'IV. Murat Operası'nı çok duydum, izleyenlerin nasıl etkilendiğini çok dinledim ve bütün ihtişamıyla Topkapı Sarayı’nda tekrar oynanacak olması beni heyecanlandırdı. Cumartesi akşamını sabırsızlıkla bekliyorum.
Türk Operası’nın büyük ustası, en çok izlenen operaların bestecisi devlet sanatçısı Okan Demiriş, geçen yıl aramızdan ayrılmış olsa da bıraktığı dev eserlerle yaşamaya devam edecek. IV. Murat’ı izlememiş olmanın eksikliğinden kurtulacağım için çok mutluyum, haydi millet, gerçek sanata gidelim!
HARBİYE’NİN KRALI SERDAR ORTAÇ!
* Geçen pazar Harbiye Açıkhava’da yine 'Serdar Ortaç' izdihamı vardı. Yıllar boyunca her konseri böylesine doldurmak kaç kişiye nasip olur?
* Bunca yıldır konserlerine giderim, bir defa bile ufacık bir aksaklık, bir hata görmedim. Olur ya insanlık hali ama Ortaç o kadar titiz ve disiplinli ki her bir biletin hakkını kuruşuna kadar veriyor!
* Sadece dilimize yıllardır takılmış, beynimize kelime kelime kazınmış Serdar şarkılarını dinlemekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’de rastlanması zor bir şov izliyoruz. Dansçılar, koreografiler çok başarılı.
* Serdar’ın tek bir bakışıyla ne istediğini anlıyor ekipteki herkes ve o bir yandan şarkılarını söylerken diğer yandan sahnede olup biten her şeyi kontrol altında tutuyor. Bu gerçekten çok zor ve takdir edilecek bir özellik.
* Şarkı aralarında izleyicilerle olan iletişimi çok içten, samimi ve tatlı. Binlerce kişi üzerinde öyle bir etkisi var ki tek kelimesiyle herkesi ayağa kaldırıyor, dans ettiriyor yani sahnedeki gücü ‘anlatılmaz izlenir’ cinsten.
Dev konserde playback olmaz!
* Böyle büyük konserlerde 'playback yapan ‘süper’ sanatçılara' maruz kalırken, o hiçbir zaman dinleyicisine bu ayıbı yapmıyor, canlı canlı okuyor. Helal olsun.
* Ortaç sahnesinin bir yıldızı daha var, Merih Ermakastar; 10 parmağında 10 marifet. Serdar’ın yükünü hafifletiyor, hem vokal yapıyor, hem trompet çalıyor, hem de şovun en önemli parçası.
Serdar Ortaç hakkında köşelerinden atıp tutanlar onu bir kere sahnede izlemiş midir acaba? Bu başarıya ancak şapka çıkarılır!