Sandra Bullock, Cate Blanchett, Helena Bonham Carter, Anne Hathaway ve Rihanna’yı bir arada düşünün! ‘Ocean’s 8’, tam bir yıldızlar geçidi... Üstelik baştan sona, heyecan dozu bir an bile düşmüyor. Valla ben kadın soygun ekibini, serinin öncesindeki erkekli ekipten çok daha havalı ve eğlenceli buldum. Karakterlerin her biri ayrı karizmatik. Filmin tüm akıcılığının ve etkileyiciliğinin yanında, karakterlerin giyiminden makyajına, yürüyüşlerinden mimiklerine kadar her şey görsel şölen...
Sadece bazı sahnelerde Rihanna’nın fazla kilolarını görünce, şok geçirdim. İnsan azıcık kampa sokar kendini yahu, film çekiyorsun o ne hal? Favori karakterim, Cate Blanchett’in canlandırdığı Lou oldu. Lou’nun giyim stiline ve tavırlarına bayıldım. Hayallerimin motoru Triumph’ın üzerinde de görünce, olay bitti benim için! Büyük keyifle izlenen bir film, tavsiye ederim. Bu arada Kanyon’un Gold Class sinema salonunda yatak gibi koltuklarda ev rahatlığında film izlemeyi de denemelisiniz. Bir de, sinema öncesi Well Done’da yemek yedik, menüleri de servisi de her daim mükemmel.
‘Ayin’ evlere şenlik
Yine bir korku filmi hayal kırıklığıyla size sesleniyorum dostlar. ‘Ayin’, yüksek puanları ve iyi eleştirileri nasıl almış, anlamak mümkün değil! Hani bende bir gariplik var desem, o da değil. Filmi izlediğim salondaki herkes bir süre sonra sinirden kıkırdamaya, sıkıntıdan sohbete başladı. Sonlara doğruysa, topluca gülme komasına girdik. Heyecan ve gerilimden uzak, saçmalıktaysa 10 numara bir proje yapmışlar.
BAYRAM DA, HAYAT DA ZEHİR OLDU
Sakarya’da bacakları ve kuyruğu kesilip, ormana atılan, minik bedeni yaşadıklarını kaldıramadığı için ölen yavru köpeğin; “Bu acıları ve insafsızlığı hak edecek ne yaptım?” der gibi masum bakışı gözümün önünden bir an gitmiyor. Hüngür hüngür ağlıyorum, nefes alamaz haldeyim. Kedi ve köpeğimi azıcık ilgisiz bıraktığımda bile suçluluk duygusu yaşarken, bu vahşeti yapabilecek kadar hasta, sapık, cani mahluklarla aynı havayı solumaktan, onların hak ettikleri cezayı almayacaklarını bilmekten nefret ediyorum.
Toplumda büyük infial yaratan, hepimizi delirme noktasına getiren ve bayramı kâbusa çeviren olaydan sonra ‘katil nasıl olunur’ duygusunu da çoğumuz hissettik, yalan yok! El kadar masum bebeğe onca katlanılmaz acıyı yaşatanların cezasını aynı şekilde verebilmeyi çok isterdim! Hayvan Hakları Yasası derhal değiştirilmeli ve onlara zarar veren mahluklara ağır cezalar getirilmeli. Bizler de sesimizi sonuna kadar yükseltmeli, bu işin peşini bırakmamalı ve unutulmasına müsaade etmemeliyiz. Yasa değişmedikçe daha çok çıldırırız, çünkü bu sapıklar korkmadıkça devam edecekler.