TV8’e transfer olan ‘Öz Bu Tarz Benim’inw eski kanalında dekoruna, müziğine kadar aynı formatla aynı program başladı. Zaten reytingler “Taklitler aslını yaşatır” tezini doğruluyor da, taklitin bile bir sınırı olmalı!
Nur Yerlitaş’ın yarattığı ‘mavi kuşlar fenomeni’ni biliyorsunuz, bir yarışmacıyı beğenince önünde duran seramik kuşları havaya kaldırıyor... Tarz bulmayınca cilveli cilveli “Kuşlar öldü” diyor, o kadar sempatik ve ‘ona özgü’ bir olay ki! Show TV’deki bir jüri üyesi de önüne baykuşları koyup onları kaldırıp indirmesin mi! Bu kadarı da fazla! Bir tek Nur-ella’nın ‘ella’sını kendi ismine ekletmediği eksik kalmış, unuttu zahir!
Öykü Serter’le özdeşleşen selam verme hareketini de Ebru Akel’de gördüm sanki! Yarışmacılarda zorlama ötesi bir tartışma hali gördüm sanki! Tüm bunlar komik sanki!
Bir de 19 yaşındaki genç kızın üstüne “Hadsiz, fütursuz” gibi kelimeler de kullanarak bir geldiler - ki yorumlarını kimseyi kırmayacak şekilde yapan ve ortama sempati katan tek kişi olan Chloe hariç - ağzım beş karış açık kaldı. Eleştiriyle hakaret arasındaki çizgiyi iyi tutturmak lazım, kimsenin ne hata yaparsa yapsın küçücük bir kızı milyonlar karşısında küçük düşürmeye hakkı yok. Tüm bu şartlar altında “Bizimla diyılsınız”!
AĞLAMAKTAN İÇİM ÇIKTI!
‘Şeref Meselesi’nin başladığı günden beri beklenen reytingleri alamadığı söyleniyordu ki, son zamanlarda durumu toparlayıp reytingleri yükseltti. Çok kaliteli ve başarılı bir dizi olmasına rağmen, ikinci sezonunda artık alışkanlık haline gelmiş ve reytingin zirvesine kurulmuş ‘O Hayat Benim’le çakışması yeni başlayan ‘Şeref Meselesi’nin en büyük şanssızlığı oldu kanımca...
Ama senaryosu da, ekibi de bir harika olan yapım eninde sonunda kendini gösterdi... Geçen hafta iki kardeşi canlandıran Kerem Bürsin ve Şükrü Özyıldız’ın önce tekme tokat kavga edip sonra barıştıkları sahnede, ‘Kübra’ rolündeki Burcu Biricik’in bebeği kaçırılınca geçirdiği sinir krizi ve daha sonraki bebeğine kavuşma anlarında ağlamaktan bir hal oldum!
İzleyeni etkisi altına alan böylesine gerçekçi performansları fazla göremiyoruz dizilerde, tüm bu genç ve başarılı ötesi ekibe helal olsun!
HAVAALANINDA HARİKALAR DİYARI!
Geçenlerde İstanbul’a dönmek üzere İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na gittiğimde stresten saçlarıma kadar elektriklenmiş vaziyetteydim ki, bir anda kendimi ‘harikalar diyarı’nda buldum! ‘Cakes&Bakes’ Cafe’nin girişini masalsı bir hava yaratan rengarenk mutfak ürünleriyle süslemişlerdi, önce Tantitoni marka seramik cupcake kavanozlardan aldım (O kadar güzeller ki bakmaya doyamıyorum), sonra da zil çalan karnımı doyurmak için içeri koştum.
Makarnadan lazanyaya, pizzadan sandviçe, çeşit çeşit unlu mamullere ve tatlılara kadar ne ararsan var! Stresli anlarda alışveriş üzeri sağlam bir karbonhidrat patlaması iyi gelir düşüncesiyle lazanyaya sarıldım! En iyi İtalyan restoranındaki lezzetten aşağı kalır yanı yoktu. O masalsı dekorasyon, güzel ve temiz yemekler, özenli ve ilgili çalışanlar sayesinde gerginliğim gitti, pamuk gibi oldum valla... ‘Cakes&Bakes’i “Şimdiye kadar gördüğüm en güzel havaalanı kafe’si ilan ediyorum!