‘Benim Ol’ şarkısını ilk dinlediğim ve klibini izlediğim andan itibaren tam bir Edis fanı oldum! Son yılların en çok fırtına koparan çıkışıydı bu, geleceğin en büyük yıldızlarından biriyle tanışmamızdı. Onunla yaptığım ilk röportajda (Çok yakında yeni röportajımız da gelecek değil mi Edis? notumu da şuracığa bırakayım!) şöyle demiştim:
“Edis’in ‘Benim Ol’ şarkısı hepimizin dilinde, tüm önemli müzik listelerinin zirvesinde... Sesi, dansı, havası, tarzı, fiziği, enerjisi, oyunculuğu, müzisyen kimliği derken tepeden tırnağa her şeyiyle ‘star ışığı’ saçıyor! Genç kızların yeni sevgilisi Edis, büyük cümleler kurmak istemiyor ama geleceğin en gözde popstarlarından olacağı çok net! Ahdım var ilk konserine kafama ‘Edis’ yazılı bant takıp gideceğim, en büyük fanlarından biriyim!”
Doğru demişim, güzel demişim valla!
Haklıymış, delirdim!
Daha ‘Benim Ol’un üzerimizdeki büyük etkisi sürerken, söz ve müziği yine kendisine ait olan ‘Olmamış mı?’ şarkısıyla tozu dumana kattı Edis. O gün bugündür de yeni şarkısı için bekliyorduk. En son isyan halinde yeni şarkısına sabırsızlandığımı söylediğimde;
“Ağustos’ta çıkacak, delireceksin” demişti. Ve delirdim dostlar!
Yeni şarkısı ‘Dudak’ yine çok iyi! Sözleriyle, müziğiyle öyle dolu dolu, özel, farklı ve doymadan dinlenecek bir parça olmuş ki... Edis’in yorumu ve sesiyle yaptığı ufak oyunlar da bir harika. Ozan Çolakoğlu aranjeyi uçurmuş, alıştığımız üzere! Çıktığı günden itibaren radyolarda en çok çalınan şarkıların arasına girdi ‘Dudak’. Edis, attığı her adımda çıtayı daha da yükseltiyor ve basamakları çok sağlam çıkıyor. Bakalım yeni klipte bizi yine nasıl etkisi altına alacak, şimdi de heyecanla klibi bekliyorum! Edis, sevenlerinin heyecanını hep tavanda tutmayı iyi biliyor anlayacağınız! Bu arada yarın Antalya Expo sahnesinde Soner Sarıkabadayı ve Edis var, Antalyalılar sizi fena kıskanıyorum şu an!
O ŞÖHRET BİRDEN UÇUVERİR!
Daha kariyerlerinin başında olmalarına rağmen dizi setlerinde kaprisleri ve istekleriyle sıkıntı yaratan, yapımcısından yönetmenine birlikte çalıştığı herkesi çileden çıkaran genç oyuncuları sık sık duyar olduk. Dün bir, bugün iki oyunculuk yapan bu genç arkadaşlar bir anda şöhretin büyüsüne kapılıp da ayakları yerden kesilince, profesyonel hayatlarını kendi elleriyle lekeliyorlar.
İsterse dünyanın en iyi oyuncusu olsun, hiçbir yapımcı ve yönetmen sorun çıkaran ve kapris yapan kişilerle çalışmak istemiyor artık. Hele de günümüzde etrafta alternatif öylesine bol ki, iş ortamında kötü ün salan yeni isimlerin gözden düşüp piyasadan silinmesi an meselesi. O yüzden
1- 2 başarılı yapımda rol alıp biraz ünlenince havalara girmek, kendini vazgeçilmez sanmak hem büyük hata, hem de hazımsızlık örneği!
Şımarıklığın lüzumu yok.
Şansın kıymeti bilinmezse...
Sadece oyuncular arasında değil, müzik dünyasında da aynı kafada olan yeni isimleri çok duyuyoruz. Bazıları daha bir şarkısı tuttuğu anda, kendini hemen star sanıyor ve kaprislere başlıyor. Bu isimler kulaktan kulağa öyle hızla yayılıyor ki, kısa zamanda antipati topluyorlar. Türkiye’nin tarihine geçmiş dev sanatçılar bile işlerini hâlâ büyük bir saygı ve disiplin içinde yaparken, gençlerin bu halini tavrını kimse kabul etmez.
Milyonlarca kişinin hayallerini süsleyen bir şansa sahip olup da onun değerini bilmeyenlerin, kendini hemencecik zirveye ulaşmış görenlerin havası sönüverir, şöhreti uçup gidiverir ve gidenin ardından bakakalırlar!