Vücut detoksları bedenimizi nasıl temizliyor ve arındırıyorsa; zihinsel detoks da içerisi karmakarışık olan kafamızı rahatlatıp, yeniliyor. Ve belki de fiziksel olarak yapılanlarından daha etkili sağlık için... Nice sporuyla, beslenmesiyle vücuduna saat gibi bakan insan görüyoruz ki türlü hastalıklara yakalanıyorlar; çünkü sağlık en çok üzüntü, stres ve mutsuzluk gibi olumsuzlukların fazlalığından etkileniyor. Dikkat edin; kafaya hiçbir şeyi takmayan vurdumduymaz insanlar, uzun ve sağlıklı hayatlar yaşıyor hep.
Zihinsel detoksun uzman tavsiyeleriyle yapılacak yöntemlerinden başka bir yazıda bahsederim ama bence normal hayatımızdan bir süreliğine uzaklaşmak da kafamızı boşaltmak ve deşarj olmak için birebir! Son bir haftadır New Jersey’de yaşayan kardeşim Kuki’nin yanındayım ve kendimi bütün dünyadan soyutlanmış hissediyorum. Geçmişe ve geleceğe dair hiçbir şey düşünmüyor, sadece anımı yaşıyorum ve bunu bir ömür yapmayı başaran insanların, neden çok mutlu olduğunu gayet iyi anlıyorum!
Favori adreslerimObezler diyarı Amerika’ya gelip de kendimi restorandan restorana vurmazsam olmaz tabii! Allah’tan Kuki, eli aşırı lezzetli bir aşçı ve evde de harika yemekler yapıyor da, bir şekilde dengeliyorum. Bizdeki servis, misafirperverlik ve hijyeni buralarda aramamak lazım ama New York tarafına geleceklere hemen birkaç favori adresimi vereceğim.
Sarabeth’s: Bugün New York’un mutlaka gidilmesi gereken restoranları arasında bulunan Sarabeth’s’e bayılıyorum. Hikayesi; 1981’de Sarabeth Levine’in kendi mutfağında başlayan markanın muazzam kahvaltıları, şehrin en iyilerinden... Kapılarda her daim kuyruk var! Son olarak gittiğimiz Central Park şubesi, Lady Gaga’nın oturduğu binaya bitişik, hayranlarına duyurulur!
The Smith Restaurant: Buranın da herhangi bir şubesine hangi saatte giderseniz gidin, yer sırası bekleyenler kapılardan taşıyor. Yılda 1 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği mekan, kahvaltıdan akşam yemeğine kadar, 10 numara lezzetler sunuyor. Kardeşimle eniştemin en sık gittiği restoranlardan...
Rosa Mexicano: Meksika mutfağı bizim memlekette pek tutmadı bugüne kadar ama 40 yılda bir canınız çekerse, ideal restoranlardan. Masanızın yanında hazırlanıp, taş tabakta servis edilen Guacamole’nin tadı damağımda kaldı, koca tabağı sıyırdık zaten. Bir de popülerliği tüm dünyaya yayılan tatlıları churro, pek lezizdi.
Star Pide & İbo İskender: “Amerika’ya giderim ama kendi mutfağımdan vazgeçmem!” diyenlere, New Jersey’deki lahmacun ve pide salonu Star Pide ile iskenderci İbo’yu tavsiye etmezsem olmaz! Çok iyiler!
Cheesecake Factory: Daha önce burayı favorilerim arasında yazmıştım, bu da tıklım tıklım olan restoran zincirlerinden... Yalnız kapıdan girdiğinizde öyle ağır bir koku var ki, geçen gittiğimde zor dayanmıştım, bu sefer masaya oturmadan, çıktım gittim! Cheesecake’leri efsane olabilir ama o kokuda iştah kaçıyor yahu!