Her daim güler yüzlü, neşeli, gamsız halleriyle bildiğim çok eski bir arkadaşımla mesajlaşıyorduk. Son dönemde yaşadığım büyük bir üzüntü nedeniyle tadım tuzum olmadığı için buluşma planımızı ertelemekti niyetim.
Bir anda “Ben çok mu mutluyum sanıyorsun, ya da etrafımızda görüp mutlu olduğunu sandığın insanların gerçekten öyle olduğuna mı inanıyorsun?” diye başladı söze. Hani “Bir dokun bin ah işit” derler ya, aynen o hesap... O hiçbir şeyi kafaya takmaz sandığım arkadaşımın içinde ne fırtınalar kopuyormuş da hiç çaktırmıyormuş. “Hayat işte” dedi sonra, “Yaşayıp gideceğiz, fazla takmamak, düşünmemek lazım”...
Başka bir arkadaşım beklentilerden bahsediyordu geçen gün. Şayet en yakınımız da dahil, hiç kimseden bir beklentimiz olmazsa mutlu olabilirmişiz, kendisi öyle yapıyormuş. Güzel diyor da, insan ister istemez bekler yakınında olan arkadaşının, sevgilisinin, güven duyduklarının varlığını, manevi gücünü hissetmeyi. Yoksa yan yana bitmiş otlardan ne farkımız olur ki?
Bir nevi Pollyanna’cılık
Bir tanesi artık hiçbir şeyin onu etkilemediğine ve sürekli mutlu olduğuna inandırmış kendini. Bir nevi Pollyanna’cılık oynuyor. Oynuyor da gerçekten mutlu mu, o kadar değil ki.
Say say bitmeyecek kadar çok örnek görüyorum böyle her an, her yerde... Her şeyi koyvermişi ayrı, kendini kandıranı ayrı, mutluluğu bir gün mutlaka bulacağına inananı ayrı... Ama neticede genel bir mutsuzluk havası görüyorum herkesin üzerinde.
Peki mutlu olmak neden bu kadar zor? Tolstoy’a nasıl mutlu olduğu sorulduğunda; “Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı hiç düşünmeyerek” demiş ya. Bu düşünceyi kendi hayatlarımızda uygulamayı başarabilsek her şey daha iyi olabilir gibi...
BURADA ALIŞVERİŞ BİR RÜYA!
Kadınlar olarak en belirgin ortak özelliklerimizin arasında alışveriş tutkusu var tabii ki! En etkili terapilerin başında da alışveriş yapmak geliyor kanımca! Kişisel terapi prensibimde; deneyip üzerimde nasıl durduğunu görmeden kıyafet almamak var... Daha doğrusu kısa zaman öncesine kadar vardı! Çünkü online alışveriş sitesi Trendyol’a bakınırken efsane parçaları öyle uygun fiyatlarda görüyorum ki kendimi tutmam imkansız! Hele büyük indirime denk geldim mi değmeyin keyfime.Türkiye’nin en beğenilen tasarımcılarından Raisa&Vanessa kardeşlerin Trendyol için özel olarak hazırladıkları koleksiyonlar anlatmakla olmaz, görmeniz lazım. Zaten görünce de aşık oluyorsunuz! Umarım yeni bir koleksiyon yoldadır. Bir de Trendyol Milla var ki ayrı olay! İndirim zamanı iki koleksiyondan da sipariş verip, çok kısa zamanda elime ulaşan ürünlerin her birini o kadar beğendim ki sizinle paylaşmadan duramadım.
Sıra dışı ve dikkat çekici modellerin kumaşları da çok kaliteli; o kıyafetlere bu kadar uygun fiyatlarla sahip olmak rüya gibi yeminle! Artık tam bir Trendyol’cu oldum, size de tavsiye ederim.
(Bu arada butiklerin açılış - kapanışlarını, indirimleri takip etmekte fayda var, Yoksa kaçırırsınız.)