Geçtiğimiz çarşamba günü İstanbul; dünya çapındaki önemli bir moda etkinliğine ev sahipliği yaptı. 1841 yılında kurulan ve dünyanın ilk moda okulu olan ESMOD’un, her yıl düzenlenen uluslararası moda buluşması, bu sene ilk kez Türkiye’de gerçekleşti. EMAAR Alışveriş Merkezi’nde kurulan podyumu, yaratılan havalı atmosferi, dünyanın dört bir yanından gelen ESMOD ülke temsilcilerini, hocaları ve modanın ünlü isimlerini görünce; kendimi bir anda ‘Sex and The City’ dizisindeki kız arkadaşların gittiği defilelerden birinde gibi hissettim. İzlerken bayıldığımız yabancı defile ortamlarının aynısını İstanbul’da yaşadık.
Fransa’dan Norveç’e, Japonya’dan Çin’e, Lübnan’dan Malezya’ya, Tunus’tan Türkiye’ye kadar tam 11 ülkeden 16 ESMOD Moda Okulu’nun mezunları, etkileyici tasarımlarını bu defileyle sundular. Dünyanın en köklü moda okulundan mezun olmayı başaran öğrencilerin gelecekte dünya modasının ünlü tasarımcıları olacakları, izlediğimiz toplam 170 parçalık koleksiyonun her birinden belliydi. Defile süresince, “Keşke şu da benim olsa, bunu da giysem” diye içten içe konuşurken bir de baktım ki neredeyse her parçayı istiyorum!
Öyle sıra dışı, kendine özgü ve gelecekten gelmiş gibiydi tasarımlar...
Vitali Hakko’nun hayali...
Dünyanın önemli moda profesyonellerini ve geleceğin tasarım yıldızlarını İstanbul’da buluşturan isimse; kurulduğu günden bugüne Türkiye’ye moda yeniliklerini getiren, her daim attığı ileri görüşlü ve cesur adımlarla farkını gösteren Vakko’nun Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko’ydu. Moda okulu açarak geleceğin
Hakko, muhteşem moda şovu öncesi yaptığı konuşmada; “Türk tasarımcı yetiştirmeyi bir kültür mirası olarak kabul ettik, dünyanın en iyi tasarımcı adaylarını bugün burada izleyeceğiz” dedi.
Podyumda ‘catwalk’!
Uluslararası önem taşıyan bu dev moda organizasyonu, Vakko ve Bernaylafem iş birliğinde, A’dan Z’ye her şeyiyle öyle kusursuz hazırlanmıştı ki, yabancı misafirlerin ve öğrencilerin fazlasıyla etkilendiğine eminim. Gururla izlediğimiz defilede bir anda ortaya çıkıp podyumun tam ortasına kurulan, modelleri paçalarından yakalamaya çalışan, sonra da salına salına yürüyerek bize ‘catwalk’un gerçeğini yaşatan sokak kedisi de günün neşesi oldu.