Gece gündüz “Barış” diye ağlayışlarıma kayıtsız kalamayan annemin
beni Barış Manço’ya götürüşü, tanıştıktan sonra onların çok iyi dost olması sayesinde sonsuz sevdiğim Manço’yla yıllar boyunca vakit geçirme şansına sahip oluşum, hayatımın en kıymetli anları, en paha biçilmez anıları şimdi... Sözü ömrümün en eski dostuna, Doğukan Manço’ya getireceğim, nam-ı diğer ‘İkizkuzum’a! Arada birbirimizi sinirden deli ediyoruz yalan yok, ama canımdan bir parçadır kendisi, değişmez!
Doğukan’la Emre Altuğ’un bir araya geldiği ‘Söyle Zalim Sultan’ cover’ına bayıldım, klip eşliğinde sürekli dinleme halindeyim. Barış Manço şarkılarına yeniden hayat vermek zor, büyük sorumluluk... Ama baba mirası şarkılara gözü gibi bakan Doğukan’ın kalbini, ruhunu kattığı düzenlemesiyle, Emre Altuğ gibi dört dörtlük bir sanatçının eşsiz yorumu birleşince, ‘Söyle Zalim Sultan’a yakışır, efsane bir proje çıkmış ortaya.
Klibe ayrı bayıldım, esprili ve eğlenceli hikayesiyle film tadında... Doğukan ve Emre Altuğ mahallenin birbirine rakip iki ağır abisini canlandırıyor ve mahalleye yeni taşınan güzel kızı etkilemek için yarışıyor. O kadar sevimli oynamışlar ki, izlerken mimiklerine, tavırlarına sürekli gülüyorum, enerjileri çok iyi tutmuş. Kostümler de yıkılıyor, ayrı bir yazı konusu olur! Altuğ ve Manço’yu buluşturan bu proje, bambaşka olmuş, eminim baban seninle gurur duyuyordur Doğukan...
KRONOLOJİK YAŞ PALAVRA!
Kankalarımla olan WhatsApp grubumuza bir fotoğraf düştü, yollayan arkadaşım altına “Bu kadın embriyo diyeti falan mı yapıyor?” yazmış! Fotoğrafa uzunca bir süre bakakaldım. Defne Samyeli’nin beyaz bikinili pozundan bahsediyorum. ‘Taş gibi’ lafı hafif kalıyor! Kronolojik yaşın palavra olduğunun en büyük kanıtlarından biri!
Instagram’da paylaştığı o pozların altına “Nasıl bu kadar iyisin? Haksızlık bu!” yazmış biri. Samyeli’nin cevabı kulaklara küpe olsun hanımlar, diyor ki: “Yıllarca kendine yaptığın yatırım sana geri dönüyor.” Bu görüntünün ardında büyük emek var yani, yan gelip yatmakla olmuyor! Fotoğraflar bana umut verdi, iyi geldi valla. Demek ki, kendine iyi baktığında geçen zaman sana düşman değil, sağlam dost oluyor!
BAYRAM NASIL HUZURLU GEÇER?
Küçükken dedemlerin bahçesinde kurban kesilirken, gizlice baktığım günü unutamam. Çocuk merakı işte, öyle kötü oldum ki, o günden itibaren asla kurban eti yiyemedim. Hayvanların topluca kesileceğini düşünmek zaten zor geliyor, bir de konuya dair en ufak bilgisi olmadan kurbanlıkları acı içinde kesecek insanlar aklıma gelince, fenalaşıyorum.
Huzurlu bir bayram olması için herkesin kesim kurallarına uymasını, işi uzmanına bırakmasını, hayvanların acı çekmemesini, ortalık yerlerin kana ve dayanılmaz görüntülere bulanmamasını diliyorum. Dinimizde kurban kesiminin; hayvanlara şefkatli, merhametli davranılarak, eziyet etmeden hızlıca yapılmasının istendiğini unutmayalım. Kesim kurallarına uymayacaklara para cezası olduğu için değil, vicdanen hayvanları incitmeyelim. Mutlu bayramlar dostlar...