"Magazin 3-5 kişinin arasında dönüyor artık, her gün başka kavga... Bunlar devamlı birbirini mahkemeye verecekse, magazin mahkemeleri kursunlar! Ülkede ne olaylar oluyor, sürekli bunlarla mı uğraşsın normal mahkemeler?!” Kardeşim Kuki’nin sunduğu ‘magazin mahkemesi’ fikrine çok güldüm!
Birkaç ünlü isim var ki nefes almadan, yemeden içmeden birbirine saydırıp duruyor. Televizyon ekranından ayrı, sosyal medyadan ayrı! Hele sosyal medyada saygı sınırı da bulunmadığı için, iyice çığrından çıkıyor yaptıkları ve konuştukları! Dopdolu bir sözlü şiddet ortamı yaşatıyorlar hepimize, maşallah!
Magmadan sesleniş!
Bazılarının ‘ağız ayarı’ tümden bozuldu, söylediklerini duydukça “Kulaklarımda mı problem var?” diye şüpheleniyorum! Dönen seviyesiz muhabbet yerin dibini çoktan geçmiş, magma tabakasından sesleniyorlar bize! “Ne oldu da bu kadar kendinizden geçiyorsunuz?” deseniz, kayda değer bir şey yok ama bir bardak suda fırtına değil kıyamet kopuyor!
Magazin mahkemeleri güzel çözüm olur. Bir de ABD’deki gibi halk jürisi koyacaksın oraya, sonra cümbüşü izle!
Suçlu bulunana da belirli bir süre ‘kimseye sataşmama cezası’ verilecek. Durun bir dakika, yoksa çok mu ağır olur? Malum bazıları yaşam enerjisini, millete kin kusmaktan alıyor!
SESS’TE HAYALET VAR!
Havalar soğuyunca bende ‘ev kuşu modu’ devreye girer, arada kurtlarımı dökmem gerekince de koşacağım birkaç mekanın arasında ‘Sess’ baştadır. Hem kaliteli çizgisini hiç bozmadığı, hem de misafirlerini gelmiş geçmiş en güzel Türkçe şarkılar eşliğinde coşturduğu için... Sess’in efsane müzik direktörü DJ Can Parlak’a selam olsun! Eğlence dünyasının sevilen ismi Serhan Sokulgan, yedi yıldır salı akşamları Sess Nişantaşı’nın DJ kabininde... Bu sezon ‘Bir Başka Gece’ ismiyle yine keyifli bir konsept oluşturmuş Sokulgan. Her salı “Hem misafir, hem ev sahibi” sloganıyla medyanın da tanıdığı, sevdiği dostlarını konuk ediyor, gece misafirinin sevdiği şarkılarla renkleniyor. Önümüzdeki salı akşamı için beni davet etti, heyecanlandım! Ne zamandır da gece eğlencesine çıkmamıştım, fena coşacağız yani, bekleriz!
ÇİN YEMEĞİNE ALTIN VURUŞ!
Çin yemeği aşerince çevremden çok duyduğum, birçok ünlü müdavimi olan Shangri-La Bosphorus Hotel’in Çin restoranı ‘Shang Palace’a gittim. Güzel bir şeyi en son ben keşfedince kendime sinir oluyorum! Zarif bir şekilde chopstick’lerle başladığım yemeğime, lezzetler karşısında kendimden geçtikçe hızlanmak için çatal bıçakla devam edip; son olarak kendimi elimle ortadaki tabaklara saldırırken buldum! Siz benim gibi yapmayın tabii, neticede nezih bir ortam!
Gerçi Executive Chinese Şef Lu Cheng ve ekibinin mutfağından çıkan wok’ta pişmiş ananaslı tavuk, kadayıfa sarılı kızarmış karides, olmazsa olmaz noodle, sarımsaklı çıtır patlıcan, Çin’den gelen özel fırınlarda pişen Pekin ördeği, kızarmış dondurma falan derken; sizin de çatalı bıçağı atıp yemeklere yumulmanız muhtemel! İlk kez tattığım Çin turbu keki de çok iyiydi. Shang Palace’ta Çin yemeğine altın vuruş yapmışlar yeminle, tadı hâlâ damağımda!