Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta acil bir iş için birkaç günlüğüne Londra’ya gittiğimi ve her seferinde olduğu gibi huzurun dibine vurduğumu söylemiştim. Oradaki ve buradaki hayat arasındaki farkları görmek beni üzüyor.

Keşke dünyanın en güzel yerlerinden olan cennet memleketimizde biz de Londra’daki keyifli ve huzurlu hayatı yaşayabilsek...

Fark havaalanından başlıyor!

Atatürk Havalimanı pasaport kontrol noktasındaki polis memurlarından bazıla- rının yerli - yabancı demeden her yolcuya olan ‘gestapo subayı’ kılıklı tavırları daha yolculuğun ilk adımında insanın feci şekilde asabını bozuyor. Selamını almalarını bırak bazısına soru soruyorsun, cevap vermeye tenezzül etmiyor.

Haberin Devamı

Bir yolcu polislerden biriyle ufak bir gerilim yaşadı, bir anda bütün polisler başına üşüştü! Sokaklarımızda dolaşan yüzü maskeli, eli silahlılara müdahalede de aynı hızı gösterseler keşke!

Gelelim Londra Heathrow Havaalanı’na... Pasaport kontrolündeki İngilizler nasıl sevimli anlatamam! Sorularını tatlı tatlı sohbet ederek soruyorlar, espriler yapıyorlar.

Bizdeki kontrolde gördüğümüz muameleden sonra vallahi sarılıp öpesim geldi! Dediğim gibi fark daha en başından kendini gösteriyor maalesef!

Sokaklar cıvıl cıvıl!

Londra’nın işlek sokaklarında sokak çalgıcıları meşhurdur ya, her köşede müzik ve eğlence var. İnsanlar neşeyle onları dinliyor, kimileri dans ediyor, tam bir karnaval havası! Ve bu onların günlük rutini...

Metro koridorlarında da müzisyenler çok var ama trenin içinde ilk kez rastladım. İki genç müzisyen ellerinde enstrümanları, bir yandan şarkı söyleyip, bir yandan espriler yaparak treni dolduran kalabalığı coşturdu. Yolculuk hepimiz için çok eğlenceli geçti.

Dün İstanbul sokaklarında yürürken Londra’yla kıyasladım ister istemez. Bizde mutsuz bir hava var ortalıkta, hepimiz huzursuz ve keyifsiziz genel olarak; memleketimiz öyle karmakarışık bir halde ki ‘karnaval havası’ yaşayacak moral kimsede yok haliyle!

Kimse kimseyi yargılamıyor!

Londra sokaklarında öyle tiplerle karşılaşıyorsun ki, burada olsa herkes işi gücü bırakır dalga geçer. Bizim sokaklarda katiyen yürüyemezler o kılıkta!

Haberin Devamı

Palyaço gibi makyajlar, yerlere kadar takma saçlar, garip kıyafetler... Orada kimse dönüp bakmıyor bile, hani o kadar ilgilenmiyor ve yargılamıyorlar ki; ben o uçuk tipleri gördükçe şaşırsam da dikkatli bakmaya utanıyorum. O derece normal karşılanıyor herkesin ‘seçimleri’!

Bir arkadaşım geçen akşam markete yürürken sırf eşcinsel olduğu için sözlü tacize uğramış, az kalsın tekme tokat üzerine saldırıyorlarmış. Konuştuğumda şoktan hâlâ kendine gelememişti ve haklı olarak isyan ediyordu.

İnsanların tercihlerine saygı duymayı, kimseyi seçimleri yüzünden yargılamamayı ne zaman öğreneceğiz acaba?!

Güvenle gelen mutluluk...

Neticede dostlar, orada yaşayan insanlar hem güvenli bir memlekette yaşamanın, hem de kişisel hakları dahilinde özgürlüklerine müdahale edilmeyeceğini bilmenin huzuru ve mutluluğu içindeler. Ve o huzur tüm sokaklarda hissediliyor.

Ben de bir gün güzel Türkiye’mizde aynı güven ve huzuru hissetmenin hayaliyle dua

Haberin Devamı

ediyor ve evet; Londra ahalisini kıskanıyorum!