Lisede geçen yıllarımı her zaman hayatımın en unutulmaz, en eğlenceli dönemi olarak hatırlarım. Tabii bize eğlenceli gelen şeyleri okul yönetimi çoğunlukla hoş karşılamazdı; hatta lise müdürü bir defasında, ‘Hem deli hem de efsane!” sloganlı sınıfımızı topluca okuldan atmak istemişti! Bizi o kadar sevmezdi ki; liseyi bitirirken diploma törenini yapmamaya kalktı, velilerden tepki görünce tören yapıldı ama okul müdürü törene katılmadı! Bir müdürün diploma törenine katılmayışı yalnızca bizde görülmüş olmalı!
Kadıköy Anadolu Lisesi’ne yeni başlayan hazırlık sınıfı öğrencilerini, büyük sınıfların simit atarak karşılaması olay olup, inceleme başlatılınca aklıma geldi lise anılarım... Bizim dönemde kameralı telefonlar ve sosyal medya olsaydı, kesin her gün ayrı bir incelemeye tabi tutulurduk! Öğrenciler açıkladı; lisenin simgesi martı olduğu için yeni gelen yavru martıları karşılama geleneğiymiş bu, yıllardır yapılırmış; biraz garip ama anlayabiliyorum. Atılan simitlerin hepsi kurumuş ve yenemeyecek halde simitlermiş...
Yeni öğrenciler için pek hoş bir deneyim olmasa da, kimseye zarar vermeyen lise geleneklerine müdahale edilmemeli diye düşünüyorum. Neticede bugünün hazırlık sınıfları da simit atanlar arasına girmek için sabırsızlanıyordur! Lise geleneklerini yetişkin insanların normal bulması şart değil, bu tamamen gençlerin dünyasıyla alakalı. Gelecek hayatları yeterince stresli olacak zaten, bırakalım da şimdi eğlensinler! Ayrıca bu lisenin geleneği yine iyiymiş, bizde yeni gelen erkek öğrencileri bahçedeki uzun lavabonun içine atıp kıyafetleriyle yıkarlardı!
SÜPERSTAR NASIL OLUNUR?
Milliyet Cadde’nin haberinde, Ajda Pekkan’ın Harbiye Açıkhava’daki konser günü neler yaptığını okurken bile yorulur normal bir insan! Önce 1.5 saat spor, sonra kuliste şan hocasıyla ders, saatlerce süren konser performansı, gece yarısı biten konserin ardından ekiple toplantı... Basına verilecek fotoğrafları saatlerce tek tek seçmesi ve düzeltmelerini yaptırması... Konserdeki muhteşem görüntüsünü saymadım bile, kim bilir kaç zaman özenle hazırlanmış bu hayranlığı uyandırmak için... Ona ‘Süperstar’ diyoruz ama o da büyük bir adanmışlık, disiplin ve çalışmayla bu lakabın hakkını veriyor. Sadece müzikle ilgilenenlerin değil, herkesin kendi mesleğinde fark yaratabilmek için onun adanmışlığını örnek alması lazım.
FRINGE FESTİVAL İSTANBUL’DA...
Fringe; alternatif, keşfedilmemiş, sınır anlamına geliyor. Çağdaş gösteri sanatları alanındaki en prestijli festivallerden biri olarak görülen Fringe Festivalleri, her yıl dünyanın farklı şehirlerinde 170 bin sanatçıyı, 250 farklı mekanda ve 60 bin etkinlikte, 19 milyon kişiyle buluşturuyor.
Bu yıl İstanbul’da ilk kez gerçekleştirilecek festival, şehrin farklı noktalarındaki 19 sanat mekanında, Türkiye ve dünyadan 22 ekibin tiyatro, dans ve performans disiplinlerindeki işlerini, 18-22 Eylül tarihleri arasında seyirciyle buluşturacak. İstanbul Fringe Festival kapsamında atölyeler, buluşmalar ve partiler de var. Merak edenler, etkinlik biletlerine tiyatrolar.com.tr’den ulaşabilir.