Kitabı okurken gözümde ne canlandırdıysam sahnede onu izledim. Ayça Varlıer sahnedeki enerjisi ve muhteşem performansıyla hepimizi kendine hayran bıraktı
Zülfü Livaneli’nin 60 baskı yapan ‘Leyla’nın Evi’ romanını bir solukta okumuş ve çok etkilenmiştim, haliyle tiyatro oyununu da büyük bir hevesle bekledim. Ama gitmek bir türlü kısmet olmadı, ta ki geçtiğimiz pazar gününe kadar. Kendime tatil ettiğim pazarı daha güzel geçiremezdim herhalde...
Severek okuduğum bir kitaptan uyarlanan filmi veya oyunu izlemeye korkarım genelde. Çünkü hayalimde yarattığım görüntülerden uzak bir şey çıkması bünyeme dokunur! “Leyla’nın Evi” ise bu konuda kusursuzdu, oyundaki bütün karakterler rollerine o kadar cuk oturmuş ve o kadar başarılılardı ki, kitabı okurken gözümde ne canlandırdıysam sahnede onu izledim, ‘tadından yenmez’ bir uyarlama olmuş.
Oyun süresince ara ara Zülfü Livaneli’nin sesinden şarkılar dinlemenin keyfi de eklenince değmeyin keyfime... İzleyiciye hüzünlü ve gülümseten anları bir arada yaşatan “Leyla’nın Evi”nin finalinde gözyaşlarımı tutamadım. Büyük Leyla’nın bebek Leyla ile tanışma sahnesi ve ona yazdığı mektup beni bitirdi.
Ayça Varlıer muh-te-şem!
Almanya’da büyümüş ve Türkiye’ye dönmüş, geçmişine olan isyanını müzikle anlatmaya çalışan deli dolu genç kadın Roxy rolündeki Ayça Varlıer sahnedeki enerjisi ve muhteşem performansıyla hepimizi kendine hayran bıraktı ve ‘Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde ‘en başarılı müzikal/komedi kadın oyuncu’ ödülünü de bileğinin hakkıyla aldı.
“Leyla’nın Evi” baştan sona kusursuz ve ayakta alkışlanmayı hak eden bir oyun, sakın kaçırmayın!
ŞiKAYETÇiYiM!
* Sinema ve tiyatro salonlarında sonuna kadar açılan ve içeriyi buzhaneye çeviren klimalardan... Neden insanları ya montlarıyla oturacak ya da soğuktan hastalanacak kadar üşütmeye meraklılar anlamıyorum! Yine donduk.
* Oyun boyunca susmayan cep telefonlarından... Bu kadar mı zor telefonun sesini kısmak veya kapatmak? Unutuldu desem o da olamaz zira bangır bangır anons yapılıyor oyundan önce. En az 6-7 kez telefon çaldığını duydum. Hem sahnedeki sanatçılara hem de diğer izleyicilere rahatsızlık vermeye, konsantrasyon bozmaya kimsenin hakkı yok.
GERÇEKTEN DE O LA LA!
Kaliteli magazin denince akla gelen ilk isimlerden deneyimli gazeteci Ünal Atılgan, yepyeni bir projeyle karşımızda! ‘Olalamagazine’ adıyla hayata geçirdiği internet dergisini sanki elinizde tutuyor gibi sayfalarını çevirerek okuyorsunuz. Ne kadar büyük bir özen ve emekle hazırlandığı her detayında fark ediliyor. Sanat ve sosyete dünyasıyla ilgili gerçek haberler, kendi alanında başarılı ve ünlü kişilerle yapılan röportajlar başta olmak üzere zengin içeriğiyle farklı çizgisini ortaya koyan dergiye www.olalamagazine.com adresinden bir göz atın derim.