Bu sabah yataktan kalktığımda, daha tek gözüm kapalıyken beynimin verdiği ilk komut “Git ve ‘Alt Dudak’ı aç” oldu! Hande Yener‘in yeni şarkısını dinlemeye başladığım anda pozitif enerji patlaması yaşıyorum; güne başlamak için süper seçim! Tabii üstümde pijamalarımla yaptığım ‘kimsenin asla görmemesi gereken’ danslarımdan bahsetmeyeceğim, karizma çizmeye gerek yok!
Herkes “Yeni albümüm geldi, geliyor” derken Hande Yener hiç beklenmedik bir anda “Yerim çıkacak albümünüzü” dercesine ‘Alt Dudak’la masaya yumruğunu vurdu!
Ve herkes onu konuşmaya başladı.
Yener’in çok sevdiğimiz bir çok şarkısında imzası olan Altan Çetin’le yeniden bir araya gelişi, bu ‘bol coşkulu ve eğlenceli’ şarkıyla en çok bize yaradı valla!
“Biz değil miydik aşk ile yanan/Eğer ayrılırsak ölürdük falan/Hani ne oldu bak ne hallerdeyiz/Sensiz yapamam lafı külliyen yalan” sözlerine bayıldım.
Gerçekten de aşıkken nasıl da “Onsuz asla yapamam” sanıp sonra gayet güzel devam ediyoruz hepimiz, bir düşünsenize!
KARNAVALI KAÇIRDIĞIMA YANARIM!
Son dönemde ünü çığ gibi büyüyen ve çevremde herkesin “Buradaki gibi bir kebap hiçbir yerde olamaz” diye bahsettiğine şahit olduğum ‘Adana İl Sınırı’na ilk gidişimden sonra; “Mutfaklarındaki her şeyi yer, kimseye bırakmam, böyle bir lezzet olamaz” diye yazmıştım, her fırsatta sözümün arkasında duruyorum valla!
Geçen gün ‘Adana İl Sınırı’nda yine kendimden geçerek yemeklere gömülmüşken bir yandan da bu efsane restoranın sahibi Adnan Çam’la sohbet ettik. Benim de Adanalı olduğumu duyunca büyük bir keyifle bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nı anlatmaya başladı.
Adanalı işadamı Ali Haydar Bozkurt’un öncüsü olduğu karnavala; ilk yılında 15 bin kişi katılmış, bu sene ise 30 binden fazla kişi varmış. Herkesin farklı kostümlerle ve makyajlarla katıldığı, birbirinden eğlenceli organizasyonlar ve konserlerin yapıldığı karnaval muhteşem geçmiş.
Adnan Bey‘i dinlerken kendi memleketimde yapılan Türkiye’nin ilk ve tek sokak karnavalını kaçırdığıma çok üzüldüm, seneye kesinlikle orada olacağım!
Hem Hayalet‘siz karnaval mı olur canım!
AŞK ZORU SEVİYOR!
Çapkınlıkta sınır tanımayan yakın bir erkek arkadaşımla bütün bir günü birlikte geçirince şahit olduklarım karşısında dumurdan dumura uğradım!
Sürekli olarak farklı kızlar arıyor, bizimki her seferinde aynı karizmatik ses tonuyla telefonu açıp, kızların her birine hemen hemen aynı cümleleri kuruyor, en enteresanı her birine de aynı güne randevu veriyor!
Dayanamadım ve “Ruhunu yormuyor mu bu kadarı? Tek bir sevgilin olsa, aşık olsan daha huzurlu değil mi?” diye sordum.
“Ben kimseye bir söz vermiyorum, yani kimseyi aldatmıyorum, baksana nasıl arıyorlar, ben ne yapayım, ben de aşık olmak istiyorum ama her şey bu kadar kolay olunca olamıyorum” dedi ve zamanında adını dövme yaptıracak kadar aşık olduğu kızın onu nasıl aylarca nazlana nazlana beklettiğini, ulaşılması zor olduğunu anlattı.
Suçu erkeklerde mi, yoksa kızlarda mı aramak lazım şimdi?! Ne dersiniz?