İki sivil polisin elleri kelepçeli bir kadını dakikalarca tekme tokat dövdüğü görüntüleri izlerken sizin de kanınız çekildi mi?
Sivil Toplum Kuruluşları, basın, sanatçılar, herkes “Kadına şiddete hayır” diye bas bas bağırırken; kadına şiddetin en ağırı ‘zor ve tehlikeli anlardaki güvencemiz, sığınağımız’ bildiğimiz karakoldan geldi! Kocası ve kızıyla bir müzikholde eğlenirken gözaltına aldıkları genç bir kadını (niye gözaltına alındığını da anlamadık ya!) acımasızca ve zevk alırcasına dövüyorlar, tokatlıyorlar, sadece vücuduna değil kişiliğine, gururuna da saldırıyorlar!
Kime güvenelim?!
Kendilerini savunma şekillerineyse bebeler bile güler: “Kadın birinin koluna vurmuş ve itmiş!!!!!” Hadi diyelim ki öyle, bu polise savunmasız bir kadını eşek sudan gelinceye kadar dövme hakkını mı veriyor?!!! Sadece kadına şiddetle de kalmıyor yaptıkları, koskoca ‘polis teşkilatının’ adını lekeliyorlar, insanların polise olan güvenini sarsıyorlar! Bundan dolayı da en ağır şekilde yargılanmaları lazımken; polislerin 1.5, kadınınsa sivil polisin koluna vurduğu ve hakaret ettiği iddiasıyla 6.5 yıl hapsi isteniyor! Bu iki sivil polis en ağır cezayı almaz ve meslekten men edilmezse, “Bu memlekette Allah’a emanet yaşıyoruz” demektir!
RTÜK ÇOCUK OYUNCULARLA UĞRAŞMASIN!
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) dizilerde, programlarda rol alan çocukların ‘okulda ve yatakta olmaları gereken saatlerde’ çalıştırıldığını öne sürerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmuş. Batı ülkelerinde yüzlerce çocuk müzikallerde, tiyatro oyunlarında, filmlerde; aylar boyu hazırlanıp rol alarak uluslararası ödüller kazanıyor ve tabii ‘çekirdekten’ yetiştikleri için de o ülkelerden dünya starları çıkıyor. (Ki Hindistan’dan bile çıktı, Oscar aldılar.)
Başarılı çocuk oyuncuların dizi ve filmlerde sivrildiğini görüyoruz. RTÜK çocuk oyuncularla uğraşmayı bıraksın ki; bizden de ‘sonradan olma değil küçüklükten yetişme’ yıldızlar çıkabilsin!
KATİLE ACINDIRMA
‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinde son haftalarda Ali Kaptan giderek ‘olabilecek en kötü baba ve eş’ rolünden tekrar ‘iyi ve sevilebilecek adam’ karakterine geçiş yapmakta. Bu hafta neredeyse sarılıp öpeceği geldi izleyicinin (ve tabii Cemile’yle çocukların da)... Öylesine bir duygusallık ve olgunluk gelmiş kendisine! (yani senaryoda yazılanlara...)
Ama biraz dikkat yani; bu adam bir katil, bir tecavüzcü, dizi boyunca herkesin kafasına silah dayayan bir şiddet yanlısı. Ali Kaptan’ı cinayet suçundan bile kısa süre hapis cezasıyla salıverdikten sonra, bir de ‘sevimli’ yapar, kısa sürede tekrar ‘sevilesi bir karakter’e dönüştürürseniz potansiyel suçlulara ve şiddet yanlılarına nasıl bir mesaj vermiş oluyorsunuz? “Her suçu işlesen de unutturabilir, affedilebilirsin” değilse ne?