Bazıları kariyermiş, iş güç uğruna yıllarca tırnaklarınla kazımakmış, bunlarla hiç uğraşmıyor. Ünlü bir sevgili buldun mu tamamsın, kısa yoldan dikkati çek, bir süre sonra kendin de ünlü sınıfına dahil oluver. Ne diye yoracaksın kendini değil mi?!
İş namına ne yaptıklarını sorsan cevap yok! Herhangi bir yetenek, bir vasıf var mı,
o da yok; her gün gözümüze sokulmalarının tek sebebi şöhretli sevgili sahibi olmaları!
Bir de havalarından yanlarına yaklaşılmıyor. Dersin küçük - büyük tüm dağları komple kendileri yaratmış! Tabii durduk yere onca paye verilince ne olduklarını şaşırmaları normaldir. Bu kadar ‘sebepsiz’ ilgiyle bir süre sonra kendilerini ‘star’ zannetmeye başlıyorlar! Gülmekle ifrit olmak arasında gidip geliyorum bu tiplere!
YAŞAM İÇİN ENERJİ...
“Petrolün, madenin, hidroelektrik ve nükleer gibi enerjilerin peşinde koştu durdu insanoğlu. Bu enerjiler uğruna savaşlar verdi... Yakın gelecekte ise çok daha özel bir şey, vücudumuz ve yaşam için gerekli olan enerji uğruna savaş vereceğiz. Yok ettiğimiz tarım arazileri, kirlettiğimiz sular ve hava için! Yaşamak için!” cümleleriyle anlatılmış ‘Yaşam İçin Enerji 50x50’ adlı karma sergi... Dikkatle okuyunca insanı gelecek korkusuyla yüzleştiriyor!
Tabiatı, gelecekte bize geri dönüşünün nasıl olacağını düşünmeden acımasızca harap edişimize dikkat çeken sergiyi; özellikle de bu gidişatın bizi eninde sonunda götüreceği kaosun endişesini
taşıyanların seveceği kesin.
Genç sanatçı ve tasarımcılara destek olmak için kurulan ARMAGGAN Art & Design Gallery’de geçtiğimiz günlerde açılan sergideki eserler, yaşam için enerjinin değerini yansıtıyor. Bu etkileyici sergiyi, 31 Ekim’e kadar ziyaret edebilirsiniz.
BABA OLMAK KOLAY MI SANDINIZ?Tolga Karel’den boşanan Günay Musayeva’nın, Vatan magazin müdürü Gülşen Yüksel’e anlattıklarını okurken üzüldüm. Karel’in oğluyla hiçbir şekilde ilgilenmediği ve babalık namına bir şey yapmadığı var açıklamalarında... Bu hem anneye hem de çocuğa yapılan büyük bir haksızlık.
Baba olmaya karar vermeden önce iyice kendini tartmalı insanlar zira biyolojik olarak bir çocuğun babası olmakla baba olunmuyor! İşin o kısmı pek kolay!
Çocuğun tüm yükünü annenin üzerine atıp ortadan yok olan erkekler yüzünden, baba sevgisinden ve güveninden yoksun büyüyen, kocaman bir parçası eksik çocuklar tüm hayatlarını etkileyecek travmalar yaşıyor.
Sorumluluğunu almayacağınız çocuğu yapmayın bir zahmet, herkesin çocuk sahibi olması şart mı?!
YERLİ KORKU FİLMLERİ...Uzun zamandır şöyle ağız tadıyla korkup etkisinde kalacağım bir korku filmi çıkmadı karşıma. Son yıllarda afişlerindeki ürkütücü suratlarla ilgimi çeken ama hiç izlemediğim yerli yapımlara bakayım dedim geçenlerde. Hay bakmaz olaydım!
Denk geldiklerimin her biri cinler ve büyüler üzerineydi, konu düşünmeye zahmet etmemiş kimse, hepsi birbirine benziyor. En kötüsü de korkmak ya da gerilmek yerine, ya iğrendirici görüntülerle mideniz kalkıyor ya da manasız ses ve görüntü efektleri yüzünden izleyeni
gülme tutuyor!
Bayağı hayal kırıklığına uğradım, korku filmleri konusunda daha çok çalışmamız lazım çok!