En son Altın Kelebek Ödül Töreni’nde yaptığı Avrupai sahne şovları harika şarkıları, etkileyici sesi ve karizmasıyla bizlere yabancı bir ödül töreni izliyormuşuz hissini yaşatmış ve hepimizi kendine hayran bırakmıştı Serhat Hacıpaşalıoğlu...
Yaptığı şarkılarla Avrupa müzik listelerinde bir numaraya kadar yükselen başarılı sanatçımızın, bu sene Eurovision’a katılarak bize bir gurur daha yaşatacak olması heyecan verici...
Ama aynı zamanda içim cız etmiyor da değil, çünkü onun gibi sahnede devleşen, Avrupa’da büyük başarılar kazanan çok özel bir Türk sanatçının, başka bir ülke adına değil de Türkiye adına yarışmaya katılmasını çok isterdim.
Zaten 2013’ten beri Eurovision’a katılmıyor olmamız başlı başına üzücü bir durum; ne heyecandır, ne keyiftir o yarışmayı izlemek... Bütün millet televizyonun karşısına kurulduğumuz, hevesle yarışmayı izlediğimiz, sanatçılarımızın kazandığı başarılarla keyiflendiğimiz günleri 2017’de tekrar yaşamaya başlayacakmışız, inşallah! Keşke bu sene katılsaydık ve Serhat Hacıpaşalıoğlu kendi ülkesi adına yarışsaydı.
Yine de San Marino’nun Avrupalı yıldız arayışı içindeyken bir Türk sanatçıya teklif götürmesi bu sene de Eurovision’da yarışıyoruz hissini yaşatacak bize. Ben şimdiden sabırsızlanıyorum. Sanatçımızın milyonlarca kişiyi kendine hayran bırakacağına eminim.
NEDİR BU YAŞ MERAKI?
Bir arkadaş sohbetinde güzellik üzerine konuşurken konu Sertab Erener’e geldi. Gerçekten güzel yaş alan kadınları düşününce onun adı illa ki geçiyor.
En son Beyaz Show’da izlediğimde enerjisine, dinamizmine, gözlerinin içi parlayan ışıl ışıl yüzüne bayılmıştım.
Şimdi her yerde “anne
olacak” haberlerini görüyorum, evlat edinmeye karar vermiş. Başlıklarda ve haber içeriklerinde üzerine basa basa belirtilen konu; Erener’in 52 yaşında, eşinin ise 31 yaşında oluşu. İnsanların yaşıyla bu kadar ilgilenmek nedendir anlamıyorum! Duruşuyla ve hayat enerjisiyle tüm kadınlara örnek olacak taş gibi bir kadın var karşımızda işte, bırakın yaşı kendine kalsın.
Üstelik de şanssız doğmuş kimsesiz bir çocuğun hayatını değiştirmeye, ona annelik etmeye, mutlu bir aile vermeye hazırlanıyor. Alınması zor ama çok anlamlı ve özel bir karara imza atıyor. Erener’in anneliğinden bahsederken üzerinde durulması ve takdir edilmesi gereken esas mesele bu iken, bırakın şu yaş mevzusunu rica edeceğim!
Sokak hayvanları hakkında sık sık yazıyorum; onları elimizden geldiğince beslemeliyiz, yakınımızdaki sokak hayvanlarını görmezden gelmemeliyiz diye...
Ancak fark ettim ki barınma konusuna pek değinmemişim. Son günlerde havalar öylesine soğudu ki, dışarıda durmak imkansız, insanın içi titriyor. Kediler, köpekler görüyorum, bir köşeye saklanıyorlar ama ısınamıyorlar, o tir tir titreyen halleri beni bitiriyor. Bugün ilk iş, içine battaniyeler, sıcak tutacak birşeyler koyacağım kutular hazırlayıp hayvanlara götüreceğim.
Yağmurun, karın girmediği kuytu köşelere koyacağımız kutularla hepimiz birkaç canı kurtarabiliriz, yeter ki onları yok saymayalım ve üşenmeyelim.