‘Andrew Lloyd Webber’ müzikali denince bende akan sular durur... Kadim dostum ‘Operadaki Hayalet’, ‘Evita’, ‘Cats’, ‘Starlight Express’, ‘Jesus Christ Superstar’ gibi dünyanın gelmiş geçmiş en çok izlenen, en uzun süre sahnelenen müzikallerinin yaratıcısı Lloyd Webber’ın en ünlü gösterilerinden biri olan ‘Cats‘in afişleri; “Geldi geliyor” haberleri ne zamandır dört bir yandaydı ve nihayet büyük ana sadece bir kaç gün kaldı!
Müzikal aşığı bir Hayalet olarak ‘Cats’i daha önce izledim ama ayağımıza kadar gelmişken tabii ki bir kez daha gideceğim. Fırsatı olan herkese de bu harika gösteriye gitmesini tavsiye ediyorum; hele ki çocuklara çok enteresan gelecektir. ‘Cats’i bir gün İstanbul’da göreceğimiz aklımın ucundan geçmezdi; pek heyecanlıyım doğrusu!
Hasedinden çatlamak!
İngiltere’de gidip de bayıldığım müzikallerden sonra hep; “Keşke bizde de böyle hayran bırakan gösteriler olabilse” diye düşünür, sinir olurum...
Yaptıkları muhteşem müzikleri, on parmağında on marifet müzikal oyuncularını bir yana koydum, adamlar öyle dekorlar yapıyorlar ki insanın aklı çıkıyor, nefesi kesiliyor! (Tabii ‘Cats’ buna bir örnek değil; kostümler muhteşem, ışık oyunları etkileyici ama dekorda pek bir şey yok hatırladığım kadarıyla...)
En son ‘Bodyguard’ müzikalinin bir dekoru vardı ki; Whitney Houston ve Kevin Costner‘ın ünlü filminin her karesini sahnede yaşattılar izleyiciye; dağ evine kadar yapmışlar, olacak iş değil! Sonra buraya gelip iki-üç sandalye ve kıytırık fondan oluşan dekorları görünce hem ezik hissediyorum, hem de hasedimden çatlıyorum ne yalan söyleyeyim!
ARDA-SİNEM YETTİ GARİ!
Arda‘yla Sinem ayrıldı, barıştı, ayrıldı, yine barıştı, nişanlandı, evleniyorlar, düğün ertelendi, evlenmiyorlar, Arda çapkınlık yaptı, Sinem soğudu, Arda barışmaya çalışıyor, Sinem kabul etmiyor...
Tenis maçı izler gibi bir o yana bir bu yana bakmaktan boyun felci geçireceğiz yeminle! Bu ilişkiyle ilgili haber çıkmayan gün neredeyse yok! İster istemez takip ediyoruz; gözümüze gözümüze giriyor o haberler çünkü!
Çocukların, gençlerin ‘rol model’ olarak gördükleri kişiler; (kendileri de genç olsa bile) attıkları adımlarda dikkatli olmalı... Ünlülerin ilişkileri çocuk oyuncağına dönünce, onları takip eden gençler de aynı kafalara giriyorlar. Küçükken kendimi hatırlıyorum; hayranı olduğum kişinin her hareketine bakar, onun gibi olma hayali kurardım!
Bu ‘tenis maçı’ durumunun yaratıcısı gördüğümüz kadarıyla erkek tarafı (Çoğu başka örnekte olduğu gibi); “Ne yardan ne serden geçerim” deyince olmuyor; bir karar verip, o kararın da arkasında durmak lazım...
HAYAL ÜRÜNÜ ERKEKLER...
Alican Yücesoy‘un ‘İntikam’da oynadığı; gözü, sevdiği kadından başkasını görmeyen, onu sahiplenen karakterden bahsederken; “Ekranda böyle bir erkek modeli göstermeden önce ‘Tamamen hayal ürünüdür’ ibaresi yayınlanmalı” demiştim!
Ne kadar doğru demişim! Bu adamların hayal ürünü olduğunu; daha boşanmadan bir başkasıyla sarmaş dolaş yakalanarak; Yücesoy bizzat gösterdi!
Onu severek takip eden bir izleyici olarak ben bile hayal kırıklığı yaşadım; henüz boşanmadığı eşi Melisa Sözen ne hissetmiştir acaba?