Metin?Yıldız ‘ dayakçı koca’ olarak tepki çekmemek adına yaptığı açıklamalarla, hepimizi gerizekalı yerine koyuyor
‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ kadrosunda beni en çok güldürenlerden biri Metin Yıldız’dı. ‘Alemin Kıralı’ dizisindeki oyunuyla da hepimizi güldürmeye devam etti. Ta ki ‘kendini rolüne kaptırana ve gerçekten de karısına şiddet uygulayana kadar’! (Kimbilir belki bu tür rollerin dizilerde bile iyi düşünülmesi lazım. Neden yabancı dizilerde yok?) Şu saatten sonra ben bu adama değil gülmek ‘en ufak bir sempati’ dahi duyamam! Gerçi “Eşimi dövmedim, o sinir krizi geçirip kendini yerden yere attı, ben kendine zarar vermesine engel olmaya çalıştım” açıklamasıyla ‘komik’ olmaya devam ediyor ama!
Eşi Elvan Hanım şiddet gördüğünü açıkladı zaten.Beni iyice delirten iki nokta var: Birincisi sırf ‘dayakçı koca’ olarak tepki çekmemek için eşine toplum önünde ‘kendi kendine zarar verecek kadar sorunlu’ bir kişilik portresi çizmesi, ikincisi de bu yaptığı açıklamalarla hepimizi gerizekalı yerine koyması! Gerçi geçilecek tarafı yok ama haydi bütün bunları geçtik diyelim. Tut ki dediği gibi karısı sinir krizi geçirip kendi kendini dövmüş olsaydı, eşini-çocuğunun annesini kendine zarar verecek kadar acıya üzüntüye düşürmek de düpedüz ‘şiddet’ değil midir? Yani Metin Yıldız’ın durumunun ‘elle tutulur, alttan alınır’ tarafı yok! Boşa maval okumasın!
DÜNYAYI OYNATAN HAYVAN SEVGiSi!
Geçen cuma gösterime giren ve yaşanmış bir olayı anlatan, benim de bayılarak izlediğim ‘Büyük Mucize’ filminden söz ediyorum. Uzunca bir süredir Alaska’da bulunan yerel bir TV kanalı muhabirinin ‘yolunu şaşırarak buzlar arasında sıkışan bir yavru balinayla anne-babasının ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu” haber yapması, bu haberin tesadüfen bir ulusal kanalda da yayınlanmasıyla kısa sürede dünyanın ayağa kalkmasını anlatan bir film ‘Büyük Mucize’.
Önce doğayı koruma çalışmalarıyla tanınan Greenpeace’in bir gönüllüsü olan Rachel (Drew Barrymore) giriyor işin içine. Medya ‘insanların büyük ilgisi’ üzerine bölgeye taşınıyor, petrol arayan büyük bir şirket ve ardından dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan da ‘halkın sempatisini kazanacağını düşünerek’ yardım arayışlarına destek veriyor. Bu filmde insanların ve hatta okul çocuklarının çok kısa bir zaman içinde her şeyi bir yana bırakıp tamamen ‘üç balinanın kurtarılışına’ kilitlenmesini izliyorsunuz ki bu; insanların isteseler sıkıntı içindeki sahipsiz hayvanları da içtenlikle sahiplenebileceğini gösteriyor.
Gönüllü böyle olur
Bir meslektaş hafta sonu ‘Greenpeace gönüllüsü Rachel rolündeki Drew Barrymore’u makyajsız ve bakımsız haliyle yadırgadığını’ yazmıştı. Oysa Rachel’ın tamamen makyajsız olmasının nedeni ‘makyaj malzemelerinin hayvanlar üzerinde test edilmesi’ydi. Ayrıca ‘vahşi şekilde öldürülen hayvanları veya katledilen doğayı kurtarmaya çalışan bir gönüllü’nün makyajsız olması çok daha gerçekçi ve doğal.
Öte yanda balinaları kurtarmaya gidenlerin ‘montlarındaki veya şapkalarındaki kürkler’ bal gibi eleştirilebilir. Umarım bu filmi mümkün olduğunca çok kişi izler. Belki hiç değilse böylece hayvanlara karşı duyarlı olmayı öğrenir, çocukların da öğrenmesini sağlayabiliriz. ‘Büyük Mucize’yi kaçırmayın derim!