KADINLARIN HAYALİ GERÇEK OLUYOR!

O kadar çok hayalimiz var ki, yazının başlığını görünce “Acaba hangisi?” dediniz muhtemelen! Valla çoğumuzun hayal listesinde ilk sıralarda olduğu konusunda netim! Hemen söyleyeyim; vereceğim haber yalnız kadınları değil, erkekleri de ilgilendiriyor.

Kilo vermek için hepimiz zaman zaman, bazılarımız devamlı diyetteyiz. Diyetle işi çözemeyenler, yağ aldırma veya mide küçültme operasyonlarını tercih edebiliyor. Eğer kilolar bütün vücutta değil de, bazı bölgelerde toplanmışsa diyet veya mide küçültme de bölgesel sorunları çözmüyor.

Bu durumda artık üzülmek yok dostlar! coolsculpting - soğuk lipoliz yöntemiyle, ‘tek seansta, ameliyatsız ve ağrısız olarak’ canımızı sıkan fazlalıklardan kurtulabiliriz! Geçtiğimiz yıl en çok tercih edilen ve Harvard Medical School’un geliştirdiği bir yöntem olan soğuk lipolizde yağ hücrelerinin metabolizma tarafından vücuttan atılması sağlanıyor, üstelik iyileşme süreci de yok, yürüyüp gidiyorsun yani!

Ben de kendimi bildim bileli karın bölgemle savaştığım için ve diyetle spora biraz ara verince göbeğim hemen lop lop olup beni çileden çıkardığından, dünya çapında üne sahip bir estetik otoritesi olan Prof. Dr. Nazım Çerkeş’in kliniği Cosmed’de bu yöntemin tanıtımını heyecanla izledim.

Christina Aguilera gibi dünya starları ve ünlü modeller artık bu yöntemle zayıflıyorsa bizim neyimiz eksik, değil mi ama?!

Her derde çare!

Dünya çapında önde gelen estetik cerrahi derneklerinde önemli görevleri olan, adına üretilmiş özel ameliyat aletleri birçok ülkede kullanılan profesör Çerkeş’in kliniğinde; saç dökülmesini önleyen ‘saç mezoterapisi’nden, ‘saç ekme’ye, ‘kendi kan hücreleriniz kullanılarak kök hücreleri uyarmayla gençleşme’ye, botoks ve yüz - vücut dolgularıyla gençliğinizi korumaya kadar ihtiyaç duyulan çok sayıda yöntem bulunuyor.

Gördüğünüz gibi sadece kendimle ilgili olanları değil, okurlarımın aradığı her kolaylığı inceleyip sizinle paylaşıyorum! Benden söylemesi!

“AH KEŞKE!” DEDİRTEN AŞKLAR...

‘Güneşin Kızları’ dizisinin tüm ekibini; Emre Kınay’dan Evrim Alasya’ya, Tolga Sarıtaş’tan Hande Erçel’e, Burcu Özberk’ten, Berk Atan’a, Meltem Gülenç’e kadar çok keyifle izliyorum. Son bölümde ‘giderek daha da imkansız hale gelen büyük aşk’ın iki kahramanı Selin ve Ali aniden evlendiler.

Düğün sahnelerinde gözlerimiz yaşardı. Bu ‘her düğünde kadınların hassaslaşması’ sonucu olan bir göz yaşarması değildi. Asıl sebep; henüz 20 yaşındaki Ali’nin; sevdiği kızı korumak için ‘her şeyi, ailesini bile kaybetmeyi göze alarak’ onunla evlenmesiydi. Hiçbir zorluğun onu vazgeçirmemesiydi. Aslında bu tür sahneler kadınlara ‘yaşamak isteyip de gerçek hayatta rastlamadıkları hayalleri kendileri gerçekleştiriyor’muş gibi bir duygu veriyor.

Başarı kazanan dizilerin büyük ilgi görmesinin sebeplerinden biri de “Ah keşke!” dedirten aşklar! Duyguların giderek yok olduğu bir dünyada ‘gerçek aşk’ özlemimizi böyle gideriyoruz!