34 Kadın 34 Portre sergisi açıldı. Kadına şiddetin protesto edildiği sergi için ünlü kadınlar objektif karşısına geçti
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık ama hâlâ kadınların en çok şiddet gördüğü ülkelerden biriyiz ne yazık ki. AB’ye girmeye çalışıp kendimizi ‘batılı’ zannedeceğimize önce kadınların korunmasını, yasaların da suçluları cezalandırmasını sağlamalıyız. Neden taciz ve tecavüz suçluları hâlâ serbest bırakılıyor, kadına şiddet uygulayanlar, dövenler kısa zamanda salıveriliyor? Bugün hâlâ tecavüzün suçunu kadının kıyafetine yükleyen ‘profesör’ bile çıkabiliyorsa, dayağın arkası kesilmiyorsa o toplum kendini sorgulamalıdır.
Kadına şiddete dikkati çekmek için yapılan sosyal sorumluluk projesi ‘34 Kadın 34 Portre’ sergisi dün İstanbul Olivium Outlet Center’da açıldı. Sanat yönetmenliğini Kenan Bahadır Derre’nin yaptığı, fotoğrafları Yiğit Günel’in çektiği projede 34 ünlü kadın su altında nefesini tutarak, kadına kar- şı şiddetin önlenmesi için sürdürülen protesto kampanyasına destek verdi. Bu kampanyayı ‘insan haklarına saygılı’ herkesin desteklemesi gerekiyor. Kısa süre önce de ‘Aids’e 100’de Yüz Pozitif Negatif Yaklaşımlar’ projesine imza atan Derre’ye tebrikler.
CIĞIZOĞLU BiR BAŞKA!
‘Aşk-ı Memnu’da Beren Saat ve Nebahat Çehre’nin kıyafetleri ne kadar muhteşemdi hatır-lıyor musunuz? Ben şahsen bakmalara doyamıyordum, farklı modacıların kıyafetleri arasında en çok ilgimi çekenler hep Elif Cığızoğlu tasarımlarıydı. Cığızoğlu’nun kostümleri geometrik ve sert hatlarıyla diğerlerinden hemen ayrılıyor, kullandığı formlarla adeta imza atıyor yarattığı kıyafetlere.
Hayalet’iniz hiç geri kalır mı, “Benim Bihter’den, Firdevs’ten neyim eksik?” diyerek en sonunda gittim atölyesine. Tasarımlarına bayıldığım kadar kendisine de bayıldım. Çıtı pıtı, dünya tatlısı bir genç kadın. Bıcır bıcır anlatıyor, kıyafetleri gösteriyor; hani hep alışkınızdır ya birazcık başarılı olan, adından söz ettiren kişilerin hemen burnunu kaldırıvermesine. Bu kadar dikkat çekici işler yapmasına rağmen mütevazı ve samimi tavrına şaşırdım.
Geçen günlerde Pera Palas defilesiyle 2012 kış koleksiyonunu tanıttı. Cığızoğlu kıyafet değil, sanat yapıyor. Yaratıcılığı ve farklılığı insanı hayrete düşürüyor. Adım adım büyüyeceğine ve başarısıyla Türkiye sınırlarını aşacağına şüphe yok!
‘MEME UCU’ MEVZUSU!
Malumunuz artık magazin haberlerinin birçoğu Twitter’dan çıkıyor. Magazin muhabirlerinin dünyasına güneş gibi doğdu Twitter, zira artık haberin en âlâsı zahmetsizce kucaklarına düşüveriyor!
Fotoğraf sanatçısı Tamer Yılmaz’ın Ebru Şallı’nın pilates öğrettiği televizyon programında ‘meme uçlarını görmekten sıkıldığı’yla ilgili ‘tweet yazdığı’ haberi son dönemde tüm gözleri Şallı’nın meme uçlarına çevirdi! Bu konuyu bir erkek arkadaşım bana uzun zaman önce söylemiş ve “Ne olur bunu yaz, her gün ortada” demişti. O zaman fazla üstünde durmadım açıkçası, ama internette bu konu fenomen olmuş meğer!
Bana göre istemeyen, rahatsız olan izlemesin arkadaşım! Ebru Şallı gerçekten farklı ve insanlara yararlı bir iş yapıyor ekranda. Spor salonuna gitme fırsatı olmayan kişiler ve ev hanımları için ne büyük bir fırsat. Üstelik ben de tam bir ‘spor bağımlısı’ olarak yaptığı ve öğrettiği bütün egzersizlere hayran kalıyorum. İsteyenler sabahları ekran karşısına geçerek, evlerinin rahat ortamında vücutlarını kısa sürede forma sokar Şallı’yı takip ederek. Üstelik en iyi hocalarla çalışarak bu işin sertifikasını alıp ‘eğitmen’ olduğu için, izleyiciye hata yaptırma ihtimali de yok, milyonlarca kişiye bedava pilates öğrenme imkanı sunuyor. Yapılan iyi işleri görmektense, o iyinin içinde kötüyü aramaya bayılırız milletçe!
Bu arada magazin dünyasının dikkatini çeken ‘meme ucu’ tweet’ini de Tamer Yılmaz yazmamış; Taner Yılmaz yazmış! Ancak magazincilerin ufak harf hatası sonucu Tamer Yılmaz’dan çıkmış gibi yansıdı basına.