Sesi ve sanatıyla büyülendiğim kadın; Sarah Brightman... 12 yaşında şan eğitimine başlayacak kadar beni şarkı söylemeye aşık eden ‘Operadaki Hayalet’ müzikalini ilk izleyişimden sonra, hemen gidip müzikalin CD’sini almış ve Brightman efsanesiyle bu sayede tanışmıştım.
Dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı müzikallerinden olan ‘Operadaki Hayalet’in yaratıcısı Andrew Lloyd Webber’ın bu muhteşem eseri ve ‘Christine’ karakterini Sarah Brightman için yarattığını; dünyalar güzeli ve yeteneklisi ‘Christine’e umutsuz bir aşkla bağlı olan Hayalet (Bu arada ben de ‘Hayalet’e aşığım!) karakterinde ise kendinden esinlendiğini sonradan öğrendim.
‘Operadaki Hayalet’ nisan ayında Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’ne geliyor. Bu fenomen müzikali kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ben de yüz bininci defa izlemek üzere orada olacağım!
***
Sarah Brightman ise Yapı Kredi ana sponsorluğundaki konserde, 60 kişilik senfoni orkestrası eşliğinde 9 Kasım’da Ülker Sports Arena sahnesinde olacak.
Dünyanın en muhteşem seslerinden olan, tüm zamanların en çok albüm satan İngiliz sopranosu Brightman’ı canlı dinlemek için gün sayıyorum, düşündükçe bile heyecandan nabzım yükseliyor yeminle!
Tahminimce konserden sonra ‘aşırı dozda büyülenme’ sebebiyle bir süre kendime gelemem!
BİZİM EFSANEMİZ: FAZIL SAY
Bir aşırı dozda büyülenmeyi de, geride bıraktığımız yaz Fazıl Say’ın ‘kelimelerle tasvir edemeyecek kadar etkilendiğim’ konserinde yaşadım. Yıllarca onu canlı dinlemek istediğim halde, bu seneye kadar fırsatım olmamıştı. Bir konserinde izdiham yüzünden salonun kapısına bile ulaşamamış, dışarı kurulan barkovizyondan takip etmiştim. Çok şükür ki sanatseverler onun kıymetini biliyor.
Dünya prömiyerine şahit olduğum ‘Hermias Yunus Sırtındaki Çocuk’ eserini dinlerken gözyaşlarım oluk oluk aktı, günlerce etkisinden çıkamadım, daha önce de yazmıştım; Say’ı ellerim patlarcasına ayakta alkışlamak bile ona olan saygımı ve hayranlığımı göstermekte yetersiz geliyor bana...
***
Ve şimdi; Türkiye’yi dünyanın dört bir yanında milyonlarca kişinin sevgisini, takdirini kazanarak temsil eden, tüm dünyanın ayakta alkışladığı olağanüstü sanatçımızla gurur duyacak yerde; eserlerini Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın programından çıkardılar.
Dünyada eşine rastlanması zor bir sanat dehamız var ama onu dünya dinliyor, biz dinleyemiyoruz! Olacak şey mi? Bu hem gerçek sanatseverlere, hem de göklere çıkarılması gerekirken önüne sürekli engeller çıkarılan eşsiz sanatçı Fazıl Say’a yapılan büyük bir haksızlıktır.
UÇAĞIM BEN!
Eskiden “Birlikte olacağım erkek şu özelliklere sahip olsun” diye bin tane kriter sıralardık, şimdi Allah’tan kafamızı kriterlere yormaya hiç gerek kalmadı!
Zira artık ‘komple raydan çıkmış erkekler’ o kadar çok ki, aradığımız tek şey ‘normal’lik!
Aşağıdaki karikatüre her baktığımda, gülmekten gözümden yaş geliyor, sizinle paylaşmasam olmazdı.
Bugünkü durumu o kadar iyi özetlemiş ki, yapanın zekasına sağlık!