Kitabına isim olarak Peyami Safa’nın “İyiler kaybetmez kaybedilir” sözünü seçmiş Seda Eroğlu. Dikkatimi çekti çünkü son günlerde iyi ve kötü insanları çok fazla konuşur olduk çevremde. Bazı insanlar kendilerine kurdukları küçük ve huzurlu dünyalarında yaşıyor, iyilikle, umutla besleniyorken... Bazıları hastalık derecesindeki kötülük potansiyeli, ruh çirkinliği, yıkıcı hırslar ve kıskançlıklarla alıyor her nefesini, yazık böylelerine!
Rahmetli bir aile büyüğüm şöyle demişti zamanında; “Kötü ve kıskanç insanlara kızmak ve karşılık vermek yerine sus ve onlara acı çünkü onlar zavallıdır!” Peki iyiler gerçekten de kaybetmez, kayıp mı edilir? Seda Eroğlu kitabında bunun cevabını sorguluyor. Bütün içtenliği ve çıplaklığıyla dökmüş içini okuyucusuna, hayatta hepimizin geçtiği yollar birbirine benzeyebildiği için kendinizden çok şey buluyorsunuz okurken...
En güvenli liman insanın kendisi...
Geçmişte yaşadığınız ama unuttuğunuzu sandığınız hayal kırıklıklarıyla yüzleşiyorsunuz. Bu yüzleşmeyi yaşarken, hayatımdan geçen iyi, kötü herkesin zaman içinde beni nasıl da güçlendirdiğini fark ettim. Bazı üzüntüleri yaşamadan kaya gibi sağlam olma noktasına gelinemediğini hatırladım. “Bir insan her durumda yalnızsa, nasıl bir başkasından güç alabilir ki? Onun güç kaynağı kendi içindedir. Bu yüzden güçlü insan acılarında sığınacak liman aramaz. İnsanın en güvenli limanı kendisidir” diyor yazar.
Seda Eroğlu’nun her satırında sadece yaşadıklarımla değil, kendimle de yüzleştim. Eski ve şimdiki benle... Kötü olaylar ve insanlar karşısında şaşırmak ve “Bunu nasıl yapar, ben ona güvenmiştim” demek yerine, öylece bakar ve dönüp gider olmuşum artık, hissizce... Hissizlik biraz da korkutucu belki ama günden güne çirkinleşen, saygının, sevginin yerinde yeller estiren dünyada rahat yaşamak için çok faydalı olduğu bir gerçek!
Güvenmezsen güvendesin!
Kitabı okurken sanki yazar karşımdaymış da fikirlerimizi tartışıyormuşuz gibi konuştum! (Kendi kendime yani, deli miyim neyim?) Canını acıtan şeyler karşısında duvar örme konusunda başarısız olduğunu, her seferinde yeniden inanmayı ve güvenmeyi seçtiğini söylüyor mesela... Ben ise hayatıma yıllar içinde güven kökleri salmış birkaç dost, kardeş ve anne haricinde, kimseye güvenmeyi seçmiyorum artık. Gördüm ki güvenmeyince güvende oluyorsun...
‘İyiler Kaybetmez Kaybedilir’ beni epey etkileyen bir kitap oldu, başladığım gibi bitirdim, hayatıma, kendime dair uzun uzun düşündüm. Seda Eroğlu kitabın geliriyle kısa zaman önce kaybettiği babası gibi yetiştirme yurtlarında büyüyen çocuklara yardımda bulunacak. Hem okuyucuya kattıkları, hem de amacı güzel...